Dubai El Maktum Havalimanı (DWC) projesinin geçici olarak durdurulmasıyla birlikte, Dubai Havalimanı’ndaki (DXB) kapasite kısıtının nasıl aşılacağı gündeme gelmişti.
Yolcu sayısı bakımından dünyanın en işlek üçüncü havalimanı konumunda bulunan DXB, yılda yaklaşık 90 milyon yolcuya hizmet veriyor.
Dubai’nin hub taşıyıcısı Emirates’in El Maktum Havalimanı’na ancak 2020’li yılların sonuna doğru taşınabileceği düşünüldüğünde, mevcut havalimanının kapasitesinin o gün gelene kadar nasıl yönetileceği merak ediliyor.
Bilindiği üzere, bir havalimanındaki kapasiteden bahsediliğinde temel olarak iki unsur ele alınıyor:
1- Terminal kapasitesi
2- Pist (Uçuş) kapasitesi
DXB’nin terminal kapasitesinin nasıl artırılacağını, Eylül ayındaki bir yazımızda anlatmıştık.
Akıllı teknolojiler, big data (büyük veri) ve havalimanı operasyonundaki paydaşlar arasındaki işbirliği ve uyumun artırılması, DXB’nin terminallerinden geçen yolcu sayısını artıracaktı.
Bugün ise işin uçuş operasyonu tarafına bakıyoruz.
Zira terminal kapasitesinin artırılması, DXB’nin karşı karşıya olduğu kısıtlar için tek başına bir çözüm üretmiyor.
Bu noktada, havalimanının tarife dalga yapısını ele almak gerekiyor.
DXB, birbirine paralel, her biri 4.000 metre uzunluğunda iki piste sahip.
Aralarındaki mesafe yaklaşık 400 metre olduğundan, IFR çerçevesinde aynı anda bağımsız bir biçimde iniş-kalkış operasyonu için kullanılamıyorlar.
Bununla birlikte, yapılan iyi bir planlama sayesinde, saatlik uçak hareketi (iniş + kalkış), 60’ı geçebiliyor.
DXB’nin dalga yapısını daha yakından incelediğimizde, saatlik uçak hareketinin gün boyunca genelde 40-50 arasında seyrettiğini görüyoruz.
Üç farklı zaman diliminde, operasyon zirve noktasına ulaşıyor.
Sabah 07:30 – 08:30 arasındaki toplam iniş – kalkış sayısı, 70’e yaklaşıyor.
Bunun dışında, 03:00 – 03:30 ve 21:30 – 22:00 saatleri arasında da hareket sayısı 60’ı aşıyor.
Gelgelelim, günün diğer bazı zaman dilimlerinde ise DXB’nin nispeten sakin bir operasyona sahip olduğu söylenebilir.
Özellikle günün öğleden sonraki bölümü, akşam saatlerine kadar daha az uçuşa sahne oluyor.
Hatta saat 17:00 civarında uçuş sayısı 20’ye kadar düşüyor.
Bu çerçevede gelecek dönemde, özellikle hub taşıyıcı konumundaki Emirates’in tarife yapısında bir takım ince ayarlar yapılacağını düşünüyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda Atatürk Havalimanı’nda THY’nin yaptığına benzer bir biçimde, Emirates’in de uçuş dalgalarını törpüleyeceğini tahmin ediyoruz.
Mevcut durumdaki tarifede bulunan çukurların doldurulması ve mesela saat 17:00 civarında icra edilen uçuş sayısının artırılması kaçınılmaz görünüyor.
Tabii sadece Emirates değil, DXB’ye uçan diğer havayollarının da aynı çerçevede yönlendirilmesi söz konusu olabilir.
Neticede, gerçekleştirilecek değişikliklerle, hem terminal hem de pist kapasitesi bakımından DXB, daha uzunca bir süre Emirates’in ve dolayısıyla Dubai’nin ihtiyaçlarını karşılayacaktır.