ABD Başkanlık Seçimine, Havalimanı Analizi ile Bakış

Amerika Birleşik Devletler (ABD), 2020 Başkanlık seçimlerinin havasına çoktan girdi bile.

Hiç alışılmamış bir başkan profili çizen Donald Trump sebebiyle, gelecek yılki seçimlerin kıran kırana geçmesi bekleniyor.

NBC’de yayımlanan bir analiz, ABD Başkanlık seçimlerine farklı bir açıdan bakıyor.

Analiz, uluslararası uçuş sayısı fazla olan havalimanlarını, nispeten ABD iç hatlarının yoğun olduğu havalimanları ile kıyaslayarak, söz konusu havalimanlarının bulunduğu şehirlerin Cumhuriyetçi – Demokrat eğilimlerini irdeliyor.

Buna göre;

– Küresel Metropoller: Seçmenlerin %41 oranındaki bölümü, günde iki veya daha fazla dış hat uçuşu (Kuzey Amerika kıtası hariç) yapılan havalimanlarının bulunduğu bölgelerde yaşıyor. Ör: Los Angeles, New York, Chicago gibi.

Küresel Metropoller

– Uluslararası Metropoller: Seçmenlerin %14 oranındaki bölümü, günde ortalama bir dış hat uçuşu (Kuzey Amerika kıtası hariç) yapılan havalimanlarının bulunduğu bölgelerde yaşıyor. Ör: New Orleans, Nashville, Pittsburgh gibi.

Uluslararası Metropoller

– Bölgesel Metropoller: Seçmenlerin %31 oranındaki bölümü, herhangi bir dış hat uçuşunun yapılmadığı havalimanlarının bulunduğu bölgelerde yaşıyor. Ancak bu noktalara, American, Delta, United ve Southwest’in en az bir tanesi sefer düzenliyor.

Bölgesel Metropoller

– Kırsal: Seçmenlerin geri kalan %14 oranındaki bölümü ise “kırsal” olarak nitelendirilen bölgelerde yaşıyor.

2016 seçimlerinde Demokratlar, küresel metropollerde %62 oranında oy almış. 2018 yılındaki Temsilciler Meclisi seçimlerinde Demokratların Cumhuriyetçilerden aldığı 43 bölgenin 28’i de yine küresel metropollerde bulunuyor.

Bu durumun temelinde, Donald Trump’ın göçmen karşıtı tutumu yatıyor.

Uluslararası metropolitan alanlarda da Demokratlar önde.

Bu bölgelerde Demokratların 2016 seçimindeki oy oranı %53.

Bölgesel metropolitan alanlarında ise Cumhuriyetçilerin her geçen seçim artan bir üstünlüğü bulunuyor.

Dış dünya ile direkt uçuş bağlantısı olmayan bu bölgelerde Cumhuriyetçiler son üç seçimde sırasıyla %51, %53 ve %55 oranında oy almayı başarmış.

Cumhuriyetçiler, kırsal alanlarda da üstün.

2012 yılındaki %60 oranındaki oydan sonra 2016 yılında %67 gibi oldukça yüksek bir seviyeye ulaşmışlar.

1992 yılından bu yana yapılan başkanlık seçimlerine baktığımızda, durum iyice netleşiyor.

Dünya ile nispeten daha bütünleşik bir yapıya sahip bölgeler giderek Demokrat adayları tercih ederken, kırsal kesim oyunu Cumhuriyetçilerden yana kullanır olmuş.

İlk bakışta Demokratların daha şanslı olduğu görünse de aslında durum pek öyle değil.

Zira ABD’de uygulanan seçim sistemi, bir eyalette en fazla oyu kazanan partinin, o eyaletteki tüm ikincil seçmenleri kazanmasını sağlıyor.

Daha çarpıcı bir biçimde ifade etmek gerekirse, 2016 seçimlerinde Hillary Clinton oyların %48,2 oranındaki bölümünü, Donald Trump ise %46,1’ini almasına karşın, ikincil seçmen sayısındaki oranlar %56’ya %42, Trump lehineydi.

Bu yüzden, Demokratların, havalimanları açısından küresel ve uluslararası şeklinde tanımlanan bölgelerdeki oy oranı fazlalığı ikincil seçmen anlamında pek bir avantaj getirmezken; bölgesel ve kırsal kesimlerdeki üstünlüğü Cumhuriyetçilere ciddi bir avantaj sağlıyor.

Neticede, Demokratlar 2020 seçimlerini kaybetmek istemiyorsa, bölgesel havalimanlarının olduğu kesimlere odaklanmak durumundalar.

Kim bilir, belki de, bu gibi kentlerin uluslararası direkt uçuşlarla tanışması, oralardaki seçmen eğilimlerini dahi değiştirebilir.


Posted

in