Küresel ısınma, son dönemde uluslararası kamuoyunu meşgul eden en sıcak konulardan bir tanesi.

Küresel ısınma sebebiyle iklim normallerinde bir takım endişe verici değişiklikler yaşandığı iddia ediliyor.

Kutup bölgelerindeki buzulların erimesi ve bunun sonucunda deniz seviyesinin yükselmesi, yıllardan beridir tartışılıyor.

Gelgelelim, eğer şartlar müsaitse havalimanlarının, deniz kıyısına inşa edilmesi tercih ediliyor.

Dünya genelindeki en işlek 100 havalimanın dört birinin, deniz seviyesinden 10 metre veya daha aşağıdaki bir yükseklikte bulunduğu belirtiliyor.

Hatta Osaka gibi, tamamen deniz üzerine inşa edilenleri bile var.

Tabii iş böyle olunca, deniz seviyesinde yaşanması muhtemel bir yükselmenin tehdit ettiği noktaların başında havalimanları geliyor.

Zira eldeki veri ve tahminlere göre, 2085 yılına kadar dünya genelinde deniz seviyesinin bir metreye yakın bir artış kaydetmesi bekleniyor.

Havalimanları, Yükselen Su Seviyesine Karşı Nasıl Tedbir Alıyor?

Durumun farkında olan işletmeciler, bu tehlikeye karşı şimdiden tedbir almaya başladılar.

San Francisco Havalimanı, 2035 yılında bitirilmesi hedeflenen bir projenin çevresel etkilerine ilişkin araştırma çalışmalarıne girişti.

Proje çerçevesinde, şu anki değerle 587 milyon USD’ye mâl olması beklenen bir deniz duvarı inşa edilecek.

Yaklaşık 13 metre uzunluğunda olacak ve çelik ve beton ile yapılacak duvarın, yükselen deniz sularına karşı San Francisco Havalimanı’nı koruması amaçlanıyor.

Aynı bölgedeki Oakland Havalimanı da benzer bir tedbirle geleceğe hazırlanıyor.

Havalimanı, halihazırda pist ve terminal binasını denizden ayıran 7 km uzunluğundaki seti, 60 cm kadar yükseltme planları yapıyor.

2050 yılına kadar gerekli korumayı sağlayacağı düşünülen setin yükseltilme işinin, 46 milyon USD’ye mâl olması bekleniyor.

Deniz kıyısındaki bir başka havalimanı olan Boston Logan’da farklı bir yaklaşım uygulanıyor.

Havalimanının işletilmesinden sorumlu Massachusetts Port Authority, 2014 yılında hazırladığı yeni bir tasarım planıyla, muhtemel bir sel baskınında havalimanının hangi unsurlarının sulardan uzak tutulması gerektiğini net bir biçimde tarif etmiş.

2012 yılındaki Sandy Kasırgası’ndan ciddi bir biçimde etkilenen New York LaGuardia Havalimanı’na, sel sularını engelleyecek set duvarları ve drenaj sistemleri için 28 milyon USD tahsis edilmişti.

Benzer projeler için New York bölgesindeki havalimanlarına ayrılan bütçe toplamı, 150 milyon USD’yi bulmuştu.

Yükselen deniz seviyesine karşı hazırlıklarda bulunan bir diğer ülke Norveç.

Norveç, gelecekte inşa edilecek havalimanlarından deniz seviyesinden en az 7 metre yüksekte olması şartını getirdi.

1990’lı yıllarda denizin doldurulması sayesinde inşa edilen Hong Kong Havalimanı’nda, üçüncü pist ve yeni terminal binası inşaatı devam ediyor.

Genişleme çalışmaları kapsamında inşa edilecek 13,4 km uzunluğundaki bir duvarla, havalimanının muhtemel su baskınlarından korunması hedefleniyor.

Yukarıda da değindiğimiz ve 2018 yılındaki kasırgada pist, taksi yolları ve apron sahasının neredeyse tamamı sular altında kalan Osaka Havalimanı’nın ne gibi tedbirler alacağı ise merak konusu.

Ülkemizde deniz seviyesinde inşa edilen havalimanı pek bulunmuyor.

Sadece, 2015 yılında hizmete giren Ordu-Giresun ve yapımı halen devam eden Rize Havalimanı, bu konudaki iki istisna olarak dikkat çekiyor.