Avrupa ile ABD arasındaki transatlantik pazarı zor günler geçiriyor.
Havayolu sektörünün en işlek ve belki de en fazla gelir getiren bu bölgesi, Covid-19 krizinin olumsuz etkileriyle boğuşuyor.
Başta British Airways’in yıllık 1 milyar USD’yi aşan cirosuyla dünyanın en fazla gelir getiren hattı olan Londra Heathrow – New York JFK olmak üzere tüm sektör, kriz öncesine döneceği günü bekliyor.
Yıllık cirosu 40 milyar USD’yi aşan transatlantik pazarının şu anki haline daha yakından bakınca, yaşanan şokun büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor.
OAG’nin blog sayfasında yayımlanan veriler bu konuda son derece aydınlatıcı.
Temmuz ayı için sene başında yapılan planlama ile Hazirandaki güncel durum gerçekten çarpıcı.
Sene başında Avrupa – ABD arasında tek yönde 4,7 milyon koltuk arzı planlanmışken, Haziranda bu sayı 1 milyona düştü. Gerçekleşen sayının ise daha da düşük bir seviyede, 750.000 civarında olması bekleniyor.
Bir başka deyişle transatlantik pazarındaki daralmanın %85 mertebesine ulaşacağı tahmin ediliyor.
İş böyle olunca, başta British Airways ve United Airlines olmak üzere önde gelen bir çok havayolu ciddi bir nakit akışı sorunuyla karşı karşıya kalıyor.
Zira geçen yılki hesaplamalara göre British Airways’in bu pazardaki yıllık cirosu 7 milyar USD, United’ınki ise 6 milyar USD civarında.
Transatlantik, havayollarının bağlantılı uçuşları için de büyük önem taşıyor.
Pazardaki ilk 10 havayoluna baktığımızda, taşınan yolcuların yarıdan fazlasının bağlantılı seyahat ettiğini görüyoruz.
Temmuz 2019 verilerine göre Lufthansa (%82) ve THY (%81), en yüksek oranda bağlantılı yolcu taşıyan iki şirket olarak dikkat çekiyor.
Bu durum ayrıca, Lufthansa’nın Frankfurt ve Münih, THY’nin ise İstanbul hub’larının, ABD pazarına yönelik direkt yolcu açısından bir hayli zayıf kaldığının bir göstergesi sayılabilir.
Neticede, transatlantik pazarı bir çok havayolu için son derece kritik bir öneme sahip.
Son günlerde gerek ABD ve gerekse Avrupa’nın önde gelen ülkelerinde yeniden yükselişe geçen Covid-19 vakaları, sonbahar-kış sezonu için daha şimdiden alarm zillerinin çalmasına ve sektördeki toparlanma sürecinin sendelemesine yol açıyor.