Havayolu sektörünün en işlek ve belki de en fazla gelir getiren pazarı olan transatlantik, Covid-19 krizinin olumsuz etkileriyle boğuşmaya devam ediyor.
Başta British Airways’in yıllık 1 milyar USD’yi aşan cirosuyla dünyanın en fazla gelir getiren hattı olan Londra Heathrow – New York JFK olmak üzere çok sayıda kârlı hattı barındıran bu bölge, kriz öncesine döneceği günü iple çekiyor.
Fakat yaz aylarının beklendiği gibi geçmemesi ve önümüzdeki yılbaşı tatil döneminden de umut kesilmesi, suratların asılmasına sebep oluyor.
Yıllık cirosu 40 milyar USD’yi aşan transatlantik pazarının şu anki haline yakından bakınca, yaşanan şokun büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor.
OAG’nin web sitesindeki bir analizde, bu önemli bölgedeki muhtemel gelir kaybı hakkında ayrıntılı bir karşılaştırma yer alıyor.
Karşılaştırmanın sağlıklı olabilmesi amacıyla 2018/19 ve 2020/21 kış tarifesi dönemleri incelenmiş.
Buna göre, kriz öncesi dönemde ABD ile Avrupa arasında ciro bakımından en büyük ülke İngiltere.
Beş aylık kış tarifesi boyunca ABD – İngiltere pazarında havayollarının elde ettiği ciro, 3.5 milyar USD’yi buluyormuş.
İngiltere’yi, 1.5 milyar USD ile Almanya ve 1 milyar USD’nin biraz üzerinde bir gelirle Fransa takip ediyormuş.
OAG uzmanları, 2018/19 kış tarifesindeki ciro/kapasite oranı üzerinden elde ettikleri koltuk başı geliri, bu yıla uyarlayarak havayollarının maruz kalacağı kaybı hesaplamaya çalışmış.
Ancak bunun için halihazırda sistemlere girilmiş kış tarifesi kapasite verisini kullanmaktan imtina etmişler.
Zira herkes şunu biliyor ki Covid-19 krizi başladığından bu yana, ilan edilen kapasite ile fiilen gerçekleşen arasında negatif yönde büyük farklar oluyor.
Bu yüzden, analizin yapıldığı haftaki güncel veriler kullanılmış. Aslında Aralık – Ocak aylarında bugünkü kapasitenin aşağısına düşülme ihtimali bir var.
Neticede ABD – Avrupa arasındaki en büyük ilk 10 ülke pazarındaki havayollarının bu kış transatlantikte 7 milyar USD civarında bir ciro kaybına uğrama tehlikesiyle karşı karşıya oldukları ortaya çıktı.
Şu anki olumsuz seyrin devam etmesi halinde bu kaybın 10 milyar USD’ye ulaşması mümkün görünüyor.