Komşu devletler tarafından Katar’a yaklaşık üç buçuk senedir uygulanmakta olan abluka nihayet kaldırılıyor.
Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nde gerçekleştirilen müzakereler sonucunda, başını Suudi Arabistan’ın çektiği grup, Katar’la diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması yönünde görüş birliğine vardı.
Zirvede kabul edilen ve Katar tarafından da imzalanan Ula Bildirisi’nde, Katar’a yönelik ambargoların kaldırılmasının yanı sıra bölge ülkeleri arasında birçok alanda iş birliğinin ilerletilmesine vurgu yapıldı.
ABD ve Kuveyt, taraflar arasında ara bulucu rolünü üstlendi. Bilindiği üzere, ABD’nin bölgedeki en büyük askerî üssü Katar’da bulunuyor.
Bu gelişmenin sivil havacılık sektörüne en önemli yansıması ise Katar’a uygulanan hava sahası kısıtlamasının kaldırılması olacak.
Hatırlamak gerekirse; 5 Haziran 2017 tarihinde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn, Katar’la olan diplomatik ilişkilerini kestiklerini bildirmişti.
Bu sansasyonel gelişme bununla da kalmamış, söz konusu devletlere ait havayolu şirketlerinin Katar’ın başkenti Doha’ya yapılan uçuşları da 6 Haziran 2017 tarihinden itibaren durdurulmuştu.
Daha da ötesi, bu devletler, 5 Haziran’ı 6 Haziran’a bağlayan gece yarısından (UTC saati ile) itibaren hava sahalarını Katar’a kapatmıştı.
Neticede, Körfez’in üç parlak havayolu şirketi, Emirates, Etihad ve Qatar Airways, kendilerini bir anda son derece gergin bir uluslararası ilişkiler gündeminin tam ortasında buluvermişti.
Bu karar sebebiyle, Qatar Airways hem ilgili ülkelerdeki çok ciddi pazar kaybına uğramış hem de şirketin batıya doğru yapılan uçuşlarında yolculuk süresi hissedilir derecede uzamıştı.
Dolayısıyla özellikle Qatar Airways bu gelişmeden büyük zarar etmişti.
Günlük bazda Qatar Airways’in Birleşik Arap Emirlikleri’ne 25, Suudî Arabistan’a 20, Bahreyn’e 6 ve Mısır’a 5 olmak üzere toplam 56 uçuşu iptal edilmişti.
O tarih itibarıyla Suudi Arabistan aynı zamanda, yolcu sayısı bakımından Qatar Airways’in en büyük pazarı konumunda bulunuyordu.
Abluka sebebiyle, Qatar Airways’in 2017 yılında arz ettiği toplam kapasitenin %19’u bir anda buhar olup uçmuştu.
Tüm havayollarını hesaba kattığımızda ise 20 hattın ve haftalık 1.400 civarında uçuşun etkilendiğini söyleyebiliriz. (Bunun %60’ı Qatar Airways’e aitti)
İsrail, Dahil Olur mu?
Tabii bu noktada akla, Orta Doğu’da esen barış rüzgârlarının son aylardaki sansasyonel ülkesi İsrail geliyor.
İsrail geçtiğimiz altı ay içinde yine ABD’nin liderliğinde yürütülen müzakere süreci Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Bahreyn, Sudan, Fas gibi devletlerle art arda barış anlaşmaları yapmıştı.
Bu anlaşmaların sonuçlarından bir tanesi, Tel Aviv havayolu pazarının dünyayla bağlantısının önemli ölçüde artması olmuştu.
Suudi Arabistan ve/veya Katar’ın da söz konusu barış sürecine dahil olup olmayacağı merak konusu.
Özellikle Katar – İsrail arasında imzalanacak bir barış anlaşması, Tel Aviv’e bu defa Qatar Airways ile Doha üzerinden yeni bir bağlantı kanalı açılmasını sağlayabilir.