Girne Amerikan Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan ve Kıbrıs üzerine çok sayıda çalışması bulunan Prof. Dr. Ulvi Keser’in Türk havacılık tarihinin önemli simalarından tam adıyla Mithat Nuri Tuncel hakkında hazırlamış olduğu biyografik eser, künyesinden öğrendiğimize göre, 2016 yılında Ankara’da Hava Basımevi ve Neşriyat Komutanlığı’nca basılmıştır.
Versay’dan Kıbrıs’a, Akdeniz’den Filistin’e Türk Havacılığında Bir Savaş Pilotu: Mithat Tuncel Bey
Ulvi KESER
Hava Basımevi ve Neşriyat Komutanlığı
Ankara, 2016
148 Sayfa
Geç Osmanlı ile erken Cumhuriyet dönemi havacılık faaliyetleri bağlamında mühim bir şahsiyet olan Mithat Nuri Tuncel’in üst başlıkta ifade edildiği üzere aslında bir karacı bir istihkâm subayı iken eğitim için bulunduğu Fransa’da nasıl havacı olduğu, sonrasında I. Dünya Savaşı’ndaki Anadolu, Sina ve Filistin cephelerindeki mücadeleleri ile Milli Mücadele sürecine nasıl katıldığı ve hatta emekliliği sonrası sivil havacılık girişimlerinde rol alarak Almanca bilgisi ve bağlantıları nedeniyle Lufthansa’nın Türkiye mümessili olduğunun ayrıntılarına yer veren eser, 149 sayfadan müteşekkil, resimli ve özellikle önemli birçok arşiv malzemesine dayalı olarak gerçekleştirilen bir araştırma sonucu ortaya çıkmış.
Evvelâ esere konu şahsiyetin kim olduğundan bahsetmek gerekirse; Mithat Nuri, 1890 yılında İstanbul’da doğmuş ve 1911 tarihinde ise Osmanlı ordusu için topçu ve istihkam subayı yetiştiren Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn’dan topçu subayı olarak mezun olmuştur.
Eğitim almak üzere gönderildiği Fransa’da heves ettiği üzere uçuş tecrübelerine iştirak etmiş ve henüz teşkil edilmekte olan Osmanlı Havacılık Teşkilatı için celp edilerek havacılık teşkilatına katılmıştır.
Yurda dönüşünde, Osmanlı’nın içinde bulunduğu peşi sıra gelen savaşlara pilot olarak katılmış; hatta I. Dünya Savaşı yenilgisi sonrası gerçekleşen İstanbul’un resmen işgaline müteakip şehre gelen General Franchet d’Espèrey’nin irtibat subaylığını da yapmıştır.
Tanıklığı ve mühim görevleri dışında, Mithat Nuri Bey havacılık sahasındaki bilgisi ve tecrübesini kalemiyle süsleyerek önemli eserlere imza atmış ve yerli literatürde bu konudaki önemli eserlerin ilk örneklerini sergilemiştir.
Milli Kütüphane kataloglarında yer alan birçok telif ve tercüme eseri içinde havacılıkla ilgili olanları önemli bir yekunu tutmaktadır.
Eserlerinden ilkini Osmanlıca olarak vermiş olan Mithat Nuri, 1925 yılında Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Neşriyatı’ndan yayınlandığı Vesâit-i Tayeran isimli resimli eserinde, pilotluk ve uçuş hakkında dönemi için önemli bilgiler vermiştir.
Cumhuriyet’in ilanı sonrası çıkarılan soyadı kanunu gereği Tuncel soyadını alan Mithat Nuri Bey, yeni harflerle de önemli eserler vermeye devam etmiştir.
Önce 1936 yılında Kanaat Kitabevi tarafından neşredilen, Mitat Tuncel ismiyle basılan ve dış kapakta Pilot Olmak İstiyorsan iç kapakta ise Pilot Olmak İstersen isimli 94 sayfalık eserinde, havacılık uğraşını anılarıyla harmanlayarak okuyucuya tanıtmaktadır.
1937 yılında Çocuk Kitabevi’nden planörcülük ile ilgili resimli bir içeriğe sahip Plânör ve Planörcülük adlı 32 sayfalık risale basılmış, yine aynı sene Bâhir Hakkı ile birlikte yazmış oldukları “Hava Tehlikesi Ne Zaman Başladı?” adlı 31 sayfalık risalesi Celal Azmi Basımevi’nce neşredilmiştir.
Yazar tarafından yukarıda zikredilen eserlerden sadece Vesâit-i Tayeran ile Pilot Olmak İstersen adlı kitaplara erişilmiş olup, kitapta yalnızca bu eserlerden bahis vardır.
Özellikle ikinci olarak zikredilen eserden bazen tekrara da düşen oldukça uzun iktibaslar yapılmıştır.
Örneğin, eserde yer alan 133 ile 135. sayfalar arasında yaklaşık üç sayfa boyunca Pilot Olmak İstersen adlı kitaptaki “On Sene Sonra Neler Göreceğiz?” adlı bölüm aynen aktarılmıştır.
Tenkit bahsinde zikredilmesi gereken bir başka husus yazarın kitabının Önsöz kısmında, incelemiş olduğu şahsiyete “Cumhuriyet’in kurulmasının ardından Türkiye’ye ilk sivil havacılığı getiren, daha Osmanlı İmparatorluğu döneminde bu ülkenin ilk havacılık kitabını kaleme alan” gibi gerçekte sahip olmadığı payeler vermesidir.
Son olarak, eserin önemli bir dizgi probleminin bulunduğu görülmektedir.
Zira, eserde kullanılan yazı karakteri ve boyutu pek okuyucu dostu değilken; ayrıca eseri zenginleştiren görsel malzemeler de hem oldukça küçük hem de sıra ve içerik olarak yanlış bir biçimde ilerlemektedir.
Örneğin, 80. sayfada hem Fotoğraf 31 hem de Fotoğraf 8 aynı sayfada verilmektedir.
Tüm bunlara karşın, yazarın eseri ortaya koyarken, özellikle kolaylıkla ulaşılamayan Genelkurmay Başkanlığı ATASE Arşivi başta olmak üzere Kıbrıs Türk Milli Arşivi, İngiliz Devlet Arşivi ve Commonwealth War Graves Commission Archive gibi yerli ve yabancı arşivlerden yararlanması yanında Mithat Tuncel’in oğlu Prof. Dr. Şevket Tuncel ile hem sözlü tarih görüşmesi yapması hem de kendisinin aile arşivinden istifade etmesi eseri bir hayli kıymetli kılmaktadır.
Bu hususta zikredilmesi gereken son bir nokta ise, eserin bu tür eserlerin neredeyse tamamında olduğu üzere genel satış ve dağıtımı yapılmadığından ulaşılmasının bir hayli güç olması ve ileride yeni baskısı yapılacak olursa bu hususun özellikle göz önünde bulundurulması gerekliliğidir.