Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yaptığı bir konuşmada, İstanbul Atatürk Havalimanı arazisinde bir millet bahçesi kurulacağını ve ihalenin bu yılın sonuna kadar gerçekleştirileceğini bildirdi.

Tabii bu açıklamanın hemen ardından tartışmalar başladı.

Projenin ayrıntıları henüz belli olmadığından, Atatürk Havalimanı’nın tüm arazisinin bir park/bahçe haline dönüştürüleceği düşünüldü.

Bu işin gerçekten böyle olup olmadığını şimdilik bilmiyoruz. Söz konusu yapım ihalesi ilan edildiğinde, bahçenin ne büyüklükte olacağı ve tam olarak nereye yapılacağı anlaşılacaktır.

Bununla birlikte, İstanbul Atatürk Havalimanı’na ilişkin olarak aslında 2019 yılında, bundan tam iki sene önce kamuoyuyla paylaşılmış bir plan vardı zaten.

Ülkemizin gündemi anormal bir hızla değiştiğinden, yakın bir geçmişte konuşulmuş şeyler bile kolayca unutuluveriyor.

Havayolu 101’de de ele aldığım o plana göre, halihazırda zaten pandemi hastanesinin yapılması sonucunda devre dışı bırakılan 17/35 kuzey/güney pistlerinin arazisi, “rekreasyon alanı” adı altında ayrılmıştı.

Pistlerin iki yanında kalan ve THY ve DHMİ’nin kullanımında bulunan mevcut tesisler için de başka işlevler düşünülmüştü.

Yine aynı plan çerçevesinde, 05/23 doğrultusunda bulunan pist ve çevresinde arazi, faal bir havalimanı olarak korunmaya devam edecekti.

Bu bölge, genel havacılık ve VİP uçuşlarına açık tutulacaktı.

Atatürk Havalimanı, İç Hat Uçuşlarına Açılmalı

Bu noktada, iki sene önceki çağrımı tekrarlamak istiyorum.

İstanbul Atatürk Havalimanı en kısa sürede, iç hat uçuşlarına yeniden açılmalı.

İstanbul’un 20 milyona yaklaşan nüfusunun çok büyük bir bölümü, kentin güneyinde yaşıyor.

Atatürk Havalimanı, 100 seneyi aşan geçmişiyle adeta şehirle bütünleşmiş durumda.

Yeni havalimanı ise İstanbul’un Karadeniz kıyısına, yani şehir merkezinden 50 km kadar uzağa inşa edildi.

Bu yüzden, uçağı tercih edenlerin toplam seyahat süresi 1 – 1,5 saat kadar uzadı.

10-12 saatlik uzun bir uçuşa giden bir yolcu için belki de çok önemli olmayan bu süre, İstanbul ile Ankara, İzmir, Antalya gibi kısa mesafeli uçuşlar yapan yolcular için tercih değiştiren bir sonuca yol açtı.

İstanbul’un Anadolu yakasında yaşayan ve daha önceleri, ulaşım kolaylığı sebebiyle Atatürk Havalimanı’nı tercih eden yolcuların ciddi bir bölümü, uygun bir uçuş varsa Sabiha Gökçen Havalimanı‘nı kullanmaya başladı.

THY, tekel olduğu İstanbul (IST) – Ankara hattında Atatürk Havalimanı zamanında günde 22-23 uçuş yaparken, yeni havalimanında bu sayıyı 15-16’ya kadar indirmek zorunda kaldı.

Süre kaybının yanı sıra, yolcuların havalimanına ulaşım için harcadığı para da dramatik bir biçimde arttı.

Günde Kaç Uçuş Yapılır?

Sadece iç hat uçuşları yapılacağı ve THY’nin geniş dış hat uçuş ağından ayrı olacağı için, Atatürk Havalimanı’ndaki günlük trafik miktarı düşük seviyelerde kalacaktır.

Sabah, öğle ve akşam saatlerinde Ankara ve İzmir’e ikişer uçuş yapılabilir.

Mesela; Atatürk Havalimanı’ndan Esenboğa’ya, 07:00, 09:00, 11:00, 13:00, 17:00 ve 19:00 saatlerinde sefer konabilir.

Bunun bir benzeri, İzmir için de yapılabilir.

Ayrıca Adana, Antalya, Gaziantep, Kayseri ve Trabzon gibi noktalara, sabah ve akşam olmak üzere günde iki uçuş konulur.

Bodrum ve Dalaman gibi turistik yerlere yaz tarifesinde sefer düzenlenir.

Böylelikle en yoğun saatte dahi en fazla 8-10 kalkışlık bir slota ihtiyaç duyulur ve yeni havalimanının operasyonu neredeyse hiç etkilenmez.

Bu planlamada, Atatürk Havalimanı’nda iç-dış aktarmalı uçuş olmayacağından, operasyon son derece basit bir biçimde yürütülür ve bu iş için bazı bölümleri son derece yeni olan dış hatlar terminal binası kullanılır.

Dış hat aktarması olan iç hat yolcuları, mevcut durumda olduğu gibi, yeni havalimanını kullanmaya devam eder.