Bir uçuş sırasında akaryakıtın en fazla hangi aşamada tüketildiği, bakış açısına göre değişen bir şeydir.
Mutlak değer olarak bakarsak, uçak seyir yüksekliğine çıktıktan sonraki bölüm, aslında yakıtın en fazla sarf edildiği aşamadır.
Gelgelelim, kat edilen mesafe/sarfiyat açısından bakarsak, en fazla akaryakıt kalkış ve tırmanma sırasında tüketilir.
Zira bu aşamada uçağın motorları ya tam güçle veya tam güce yakın bir seviyede çalışmaktadır. Ayrıca sürtünme miktarı da seyir yüksekliğindekine nispeten çok daha fazladır.
Yine uçakların havalimanında yerdeyken, uçuş öncesi ve uçuş sonrası “taxi” yaptıkları sırada harcanan yakıtın da hatırı sayılır bir payı vardır.
OAG tarafından hazırlanan bir analizde, tüm bu durumlar oldukça ayrıntılı bir biçimde incelenmiş.
Uçuş operasyonu; taxi-out, kalkış, tırmanma, seyir, yaklaşma ve taxi-in şeklinde altı parçaya ayrılmış.
Tamamı Londra Heathrow Havalimanı çıkışlı olmak üzere, farklı uzunluklarda ve farklı tipte uçaklarla uçulan 10 hat ele alınmış.
Gayet tabii bir şekilde, uçuş menzili uzadıkça, seyir sırasında harcanan akaryakıtın toplam içindeki payı artmış.
Londra’dan Dubai, Hong Kong, New York gibi noktalara yapılan uçuşlarda bu oran %95 mertebesine kadar çıkmış.
Öte yandan, Edinburgh ve Paris seferlerinde bu oran %60’lı seviyelere gerilerken, uçuşun diğer aşamalarında harcanan yakıtın toplam içindeki payı artmış.
Bunda, uçulan mesafenin yanı sıra kullanılan uçak tipinin de etkisi bulunduğunu hemen ekleyelim.
OAG’nin analizinde, yazımın başında belirttiğim “kat edilen mesafe/sarfiyat” ilişkisine yer verilmemiş.
Keşke bu kriteri de hesaba katmış olsalardı da kalkış ve tırmanma aşamalarının, sarfiyat bakımından ne kadar önemli bir yer tuttuğunu görebilseydik.