Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla birlikte, petrol fiyatlarında son aylarda yaşanan artış iyice hız kazandı.
Şu sıralarda Brent petrolün varil fiyatı, 110 USD mertebesine kadar çıkmış durumda.
Bu seviye -şimdilik- 2014 yılından bu yana gelinen en yüksek nokta.
Tabii petrol fiyatlarındaki bu artış tüm sektörleri olduğu gibi sivil havacılık sektörünü de yakından ilgilendiriyor.
Havayolu 101’de sık sık belirttiğim üzere, sivil havacılık sektörü dışsal şoklara son derece maruz bir yapıya sahip.
Petrol fiyatlarındaki hareket, maliyetlere etkisi bakımından bu gibi dışsal unsurların en başında geliyor.
Zira iş modeline göre toplam içerisindeki payı değişmekle birlikte, akaryakıt giderleri, havayolu şirketlerinin maliyet kalemleri arasında açık ara en önde yer alıyor.
Günümüzde toplam maliyetler içerisinde akaryakıtın payı, network taşıyıcı şirketlerde %20 civarında seyrederken, düşük maliyetli iş modelini benimseyen havayolu firmalarında bu oran %40 mertebesine kadar yükselebiliyor.
Rekor, 2008 Yılında
Petrol fiyatlarında rekor, 2008 yılında kırılmıştı.
O yılın temmuz ayında petrolün varil fiyatı 140 USD’yi aşmıştı. Kısa bir süre bu seviyede kalan fiyatlar, küresel mâli krizin başlamasıyla birlikte bir kaç ay içinde 30 USD’nin altına kadar gerilemişti.
Öte yandan, söz konusu rekor fiyatı ABD enflasyonuna göre düzelttiğimizde, günümüzde yaklaşık 190 USD’ye denk geliyor.
Dolayısıyla durum henüz o yılki kadar kötü değil; umarım da iş o noktaya varmaz.
Petrol Fiyatları – Havayolu Kârlılığı İlişkisi
Akaryakıt maliyetindeki ani artışların havayollarını zorladığı bir gerçek.
Bununla birlikte, petrol fiyatlarındaki artışla havayollarının kârlılığı arasında aslında zannedildiği kadar sıkı bir ilişki yok.
Havayolu şirketleri, petrol fiyatları uzunca bir dönem nispeten yüksek seviyelerde kaldığında, artan maliyetlerini, bilet fiyatlarına aktarmakta son derece mahir bir hale geldiler.
Akaryakıt giderleri sektördeki tüm şirketleri hemen hemen aynı derecede etkilediğinden, bilet fiyatlarındaki artış kısa bir sürede genele yayılıyor.
Bununla birlikte, ekonominin genel durumu, pazardan pazara değişen şartlar ve havayolu şirketlerinin özellikle hedging işlemini hangi fiyat seviyesinden yaptıkları (veya yapıp yapmadıkları) gibi etkenler, söz konusu petrol fiyatı – bilet fiyatı geçişkenliğinin ne kadar hızlı ve ne derecede gerçekleşeceğini belirliyor.
Ayrıca, son on yılda ABD ve Avrupa’da yaşanan sektör konsolidasyonu ve aynı dönemde havayollarının, gelir yönetimi ve kapasite ayarlaması konularında adeta birer uzman haline dönüşmeleri, bir dışsal şok niteliğindeki petrol fiyatlarının etkisini en aza indirgedi.
Yani neticede havayolları, akaryakıt maliyetlerinde kalıcı olan artışların önemli bir bölümünü, biz yolculara yansıtıyor.