Pilot sayısının yetersiz kalma ihtimali aslında Covid-19 krizinden önce sivil havacılık sektörünün karşılaşabileceği risklerden bir tanesi olarak değerlendiriliyordu.
Ancak 2020 yılında patlak veren salgınla birlikte iş bir anda tam tersine dönmüştü.
Pilot yetersizliği gitmiş, pilot fazlası tartışılır olmuştu.
Aradan geçen yaklaşık iki sene boyunca biri mevcut pilotlar, biri de potansiyel pilot adayları açısından iki temel gelişme yaşandı.
Mevcut pilotların bir bölümü yaş haddinden, bir bölümü şirketlerin teklif ettiği erken emeklilik paketlerini kabul ederek, bir bölümü de meslekten umudunu keserek işten ayrıldı ve başka işlere yöneldi.
Buna karşılık, havacılık sektörü üzerinde dolaşan kara bulutlar sebebiyle bir çok genç pilotluk hayalinden en azından bu iki senelik süreliğine vazgeçti.
Pilot adaylarının eğitim süreçleri ise durduruldu.
Dünya Genelinde Yaşanacak Pilot Kıtlığı
İşte bu durum, uçuşların yeniden artmaya başladığı şu günlerde havacılık sektörünü çok ciddi bir krizle karşı karşıya bırakacak gibi görünüyor.
Dünkü yazımda ABD’de zaten yaşanmakta olan pilot kıtlığına değinmiştim.
Bugün de işin küresel çaptaki boyutuna bir bakalım.
Krizden hemen önce, küresel pilot arz/talep dengesi 300.000’in biraz üzerinde seyrediyordu.
2020 – 2021 yıllarında yaşanan ve bir anda on binlerce pilotu zorda bırakan şok artık geride kalmaya başlamış.
Mevcut trendin devam etmesi halinde, çok değil bundan sadece üç yıl sonra sektördeki pilot açığının 35.000 adede çıkabileceği belirtiliyor.
Kötü senaryoda bu sayı 50.000 olabilir.
Tabii işe bir de bölgesel bazda yaklaşmak gerekiyor.
Eldeki verilere göre 2022 – 2023 yıllarında en büyük risk Kuzey Amerika’da.
Sonraki yıllarda Kuzey Amerika’ya Asya – Pasifik ve Orta Doğu eşlik edecek.
Buna karşılık Avrupa, Güney Amerika ve Afrika’da böyle bir sorun neredeyse hiç yaşanmayacak.
Anlaşılan o ki havacılık sektörünün bu defaki krizi kendi içinden olacak.