Bir havacılık klasiğidir.
Herkes bir merkez, bir aktarma noktası yani bir “hub” olmak ister.
Kimse, o hub’ın kollarının ucundaki nokta olmaktan memnun değildir.
İşte dünyanın yeni bir havacılık merkezi olma hayalinde sıra bu kez İsrail’in başkenti Tel Aviv’e geldi.
İsrail’in bayrak taşıyıcı havayolu El Al’ın çiçeği burnunda CEO’su Dina Ben Tal Ganancia, Tel Aviv Havalimanı’nın bir aktarma noktası olarak konumlandırılabileceğini belirtti.
Dina Ben Tal Ganancia ayrıca, aktarma yapacak yolculara bölge turu imkânının da sunulabileceğine dikkat çekti.
Mesela, Paris’ten Bangkok’a seyahat edecek bir yolcu, Tel Aviv’de bir iki gün geçirerek özellikle Kudüs civarını gezebilir.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Tel Aviv’in coğrafî konumu bu iş için son derece müsait.
Gelgelelim, ne El Al’in iş modeli böyle bir yolcu akışına uygun ne de havalimanının yapısı.
El Al’ın Doğu – Batı ve Kuzey – Güney akslarında rekabetçi bir biçimde yolcu taşıyabilmesi için öncelikle Suudi Arabistan hava sahasının İsrailli taşıyıcılara tamamen açılması gerekiyor.
Bunun ardından, Tel Aviv Havalimanı’ndaki yolcu akış hızının artırılarak, bölgedeki muhtemel rakipleri İstanbul, Dubai ve Doha’nın seviyesine çıkarılması gerekiyor.
Ayrıca havalimanı terminallerindeki yolcu deneyiminin mevcut haline nispeten çok daha iyi bir seviyeye çıkarılması şart.
Havalimanındaki değişime paralel olarak, El Al bünyesinde ciddi bir zihniyet değişikliğine gidilmesi gerekiyor.
Bir yandan 35 – 40 uçaktan oluşan filo hızla büyütülürken diğer yandan da satış ve pazarlama ekiplerinin küresel çapta hareket edebilecek ve aktarmalı yolcuya hizmet hitap edecek şekilde yetiştirilmesi gerekiyor.
Ayrıca hem yerde hem de uçak içindeki ekiplerin, benzer şekilde, çok farklı kültürlerden gelecek yolculara hizmet edebilmeleri önemli.
El Al ve Tel Aviv Ben Gurion Havalimanı bu konuda başarılı olabilir mi; bilemeyiz.
Daha geçen ay Suudi Arabistan’ın da Orta Doğu’nun yeni hub’ı olma niyetini açıkladığını unutmayalım.
Emirates (Dubai Havalimanı) ve Qatar Airways (Doha Havalimanı), gerek Suudilerin ve gerekse İsrail’in hayallerinin önündeki en önemli rakipler.
Hatta bunlara Türk Hava Yolları’nı da (İstanbul) dahil etmek mümkün.
Benzer bir niyetle yola çıkan Abu Dabi Prensliğinin, geçtiğimiz 10 – 12 yıl içinde Etihad Airways ve Abu Dabi Havalimanı’na akıttığı parayı ve sonunda yaşadığı hayal kırıklığını her zaman aklımızın bir köşesinde tutmak gerekiyor.