Ülkemiz bir haftadır eşi benzeri az görülen bir felaketle mücadele ediyor.
Aynı gün içinde yaşanan iki çok şiddetli depremin yanı sıra deprem sonrasındaki arama kurtarma faaliyetlerinde yaşananlar büyük tartışmalara sebep oldu.
İlgili devlet kurumlarından medya kuruluşlarına, siyasî partilerden STK’lara, GSM operatörlerinden maddî yardım yapacağını duyurmayan şirketlere kadar pek çok kurum ve kuruluş şiddetli bir biçimde eleştirildi; eleştirilmeye devam ediyor.
Sivil havacılık sektörü ise geride kalan bir haftalık süre zarfında, bu karanlık tablonun içinde adeta bir yıldız gibi parladı.
İlk bir iki günde, havalimanlarındaki izdiham sebebiyle yaşanan aksaklıklar dışında gerek havalimanları ve gerekse havayolları, en iyi bir biçimde faaliyetlerine devam etti.
Başta THY ve Pegasus olmak üzere SunExpress ve MNG gibi çok sayıda havayolu şirketi seferber oldu.
Afet bölgesinden ayrılmak isteyen on binlerce kişi tahliye edilirken, binlerce ton yardım malzemesi taşındı.
Sivil havacılık faaliyetleri açısından tek can sıkan nokta, Hatay Havalimanı pistinin deprem anında baştan başa yarılması ve bir hafta boyunca kapalı kalmasıydı.
Pistin kuzey yönündeki yarısında çok sayıda kırık meydana geldi.
Günler süren tamiratın ardından 12 Şubat gecesi, 3.000 metre uzunluğundaki pistin sadece 2.082 metrelik bölümü kullanıma açılabildi.
Yayımlanan bir NOTAM ile bu durum ilan edildi.
Bu durum, özellikle deprem bölgesinde yer alan havalimanlarımızın pist ve terminal binası mukavemetlerinin yanı sıra, söz konusu havalimanlarının kent merkezleriyle olan bağlantı yollarının etraflı bir biçimde elden geçirilmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu.
Umarım bu kez ülkece bu felaketten gerçekten ders alırız ve başta kritik olanlar olmak üzere her türlü binamızı gereken şartlara göre hazır hale getiririz.