Rusya – Ukrayna savaşının en fazla etkilediği sektörlerin başında sivil havacılık geliyor.
Rusya ve Avrupa Birliği’nin hava sahalarını karşılıklı olarak birbirlerine kapatmaları, Avrupa ile Asya arasındaki uçuşları son derece menfî bir biçimde etkilemişti.
Finnair, hiç şüphesiz ki bu gelişmeden en fazla zarar eden havayollarından bir tanesi.
Finnair yıllardır stratejisini, Helsinki Havalimanı’nı Avrupa ile Asya arasında bir aktarma noktası haline getirmek üzerine kurmuştu.
Bu stratejide, Sibirya hava sahası kritik bir öneme sahipti. Fakat söz konusu bölgenin Avrupalı havayollarına kapatılması, Finli taşıyıcıyı son derece müşkül bir duruma sokmuştu.
Helsinki – Singapur arasındaki rota 1.400 km, Helsinki – Seul arasıysa 4.000 km uzamıştı. Dolayısıyla Singapur uçuşları 1,25 saat ve Seul uçuşları 3,5 saat kadar daha uzun sürmeye başlamıştı.
Finnair, Rusya Hava Sahasının Uzun Süre Kapalı Kalmasına Hazırlıklı
Durum böyle olunca, Finnair geleceğe yönelik planlarını kökten bir biçimde değiştirmek zorunda kaldı.
Daha önce Çin, Japonya ve Vietnam’daki Chongqing, Fukuoka, Guangzhou, Ho Chi Minh City, Nagoya, Nanjing, Sapporo ve Xi’an gibi noktalara yapılan seferlerin ne zaman yeniden başlatılacağı belirsizliğini koruyor.
Finnair CEO’su Topi Manner, Rusya hava sahası önümüzdeki on yıl ve hatta daha uzun bir süre kapalı kalacakmış gibi hazırlık yaptıklarını söylüyor.
Topi Manner, Doğu Asya yerine Orta Doğu ve Hindistan hatlarına odaklanacaklarını belirtiyor.
Bunun yanı sıra, uçakların wet-lease yöntemiyle diğer havayollarına kiralanarak, filo büyüklüğünü kontrol altında tutmak da planın bir parçası.
Önce 2022 yılı ortalarında Qatar Airways ile belli bazı hatlar için bir anlaşma yapan Finnair son olarak, Airbus A330 tipi iki uçağını Qantas’a kiralamıştı.
İlki ekim ayında, ikincisi 2024’ün başında Qantas’a hizmet vermeye başlayacak bu uçaklar, iki senelik wet-lease döneminin ardından iki buçuk sene de dry-lease yöntemiyle Qantas filosunda yer alacak.
Finnair ayrıca, Alaska Airlines ve American Airlines ile olan işbirliklerini kullanarak, ABD pazarında da varlığını artırmaya çalışıyor. Böylece seferlerdeki doluluk oranının artması ve birim maliyetin düşürülmesi mümkün oluyor.
Tabii her ne yapılırsa yapılsın, bir havayolu şirketinin CEO’sunun, Rusya hava sahasının on yıl ve hatta daha uzun bir süre kapalı kalabileceğini belirtmesi, bu işin en dikkat çekici tarafı.
Bakalım gerçekten böyle bir şey olacak mı?