Geçtiğimiz yıllarda merakla takip ettiğim projelerden bir tanesi, Japonya’da Mitsubishi firması tarafından bölgesel bir yolcu uçağı üretilmesi girişimiydi.
2008 yılında büyük umutlarla başlatılan ve milyarlarca dolar harcanan proje kapsamındaki ilk deneme uçuşu, 11 Kasım 2015 tarihinde icra edilmişti.
Özellikle ABD pazarına odaklanan Mitsubishi öncelikle, 76 koltuk kapasiteli bir bölgesel jet modeli planlamıştı.
Fakat yaşanan çok sayıda sorun, uçağın hizmete giriş tarihinin tam altı kez ötelenmesine yol açmıştı.
Zaten planlandığı gibi gitmeyen SpaceJet projesi, Covid-19 krizinin de etkisiyle 2020 yılının sonlarına doğru askıya alınmıştı.
Neticede proje tamamen iptal edilirken, üretilen ilk deneme uçağı, Mart 2023’te parçalanarak imha edilmişti.
Japonya, Yeni Bir Yolcu Uçağı Projesine Hazırlanıyor
Son dönemde Boeing odaklı yaşanan sorunlar aslında, dünya genelinde Airbus ve Boeing’in yanı sıra alternatif yolcu uçağı üreticilerinin olması gerektiğini ortaya koyuyor.
Brezilyalı Embraer zaten uzun bir zamandır bölgesel jet üretiyor.
Çinli üretici Comac da ARJ21 ve C919 modelleriyle önemli ilerleme kaydetti.
İşte bu alandaki boşluğun farkında olan Japon hükümeti, yeni bir yolcu uçağı projesi için kolları sıvadı.
Hükümet, Japonya yapımı ilk yolcu uçağını geliştirme projesinin kısa süre önce başarısızlığa uğramasından ders alarak uçak endüstrisi için yeni bir strateji taslağı açıkladı.
Japonya Sanayi Bakanlığı öncelikle, Mitsubishi projesindeki eksiklikleri inceledi.
Şirketin güvenlik sertifikaları alma ve yabancı ülkelerdeki parça üreticileriyle anlaşma konusunda yeterli deneyime sahip olmadığı sonucuna varıldı. Bu durumun, bir özel sektör şirketi için çok yüksek riskli olan projede maliyetlerin artmasına ve gecikmelere yol açtığı anlaşıldı.
Önümüzdeki dönemdeki strateji ise uluslararası ve kamu – özel sektör işbirliği yoluyla riskin çeşitlendirilmesini hedefliyor. Ayrıca uçak üretimi uzmanlığını geliştirmek için işletmeler ve araştırma kuruluşları arasında işbirliği yapılması amaçlanıyor.
Bu çerçevede hibrit, hidrojen yakıtlı veya hidrojen yakıt hücreli motorlara sahip yeni nesil, düşük karbonlu bir yolcu uçağının 2035 gibi kısa vadeli denilebilecek bir süre içerisinde ticarî seferlere başlamasını planlanıyor.
Japonya, 2017 yılında duyurduğu Temel Hidrojen Stratejisi (Basic Hydrogen Strategy) kapsamında, dünyanın önde gelen hidrojen üreticilerinden bir tanesi olmayı ve 2040’ta yıllık üretimi 12 milyon ton, 2050’deyse 20 milyon tona çıkarmayı hedefliyor.
Dolayısıyla, sadece uçak üretiminde değil, başta otomotiv olmak üzere daha bir çok sektörde hidrojen temelli güç üretimine geçilmesi düşünülüyor.