Hayatın rutinine, mutat işlerine o kadar alışıyor ki insan, bazı farklılıkları algılayabilmek için bizzat yaşamak gerekiyor.
Geçen hafta sonu 3-4 günlük kısa bir tatil için Suriye’nin ikinci büyük kenti Halep’teydik.
Dönüş uçağımız 25 Ekim Pazar sabahındaydı.
Yani Türkiye’de yaz saati uygulamasının sona erip saatlerin normale döndüğü gün.
Aslında sadece Türkiye’de değil, dünya genelindeki bir çok ülkede, özellikle de kuzey yarımkürenin yine kuzeye daha yakın ülkelerinde aynı uygulamanın sona eriş tarihiydi bu.
Pek iyi, Suriye’de durum nasıldı?
Hayır, orada yaz saati uygulaması yoktu ve saatler geri alınmıyordu.
Türk Hava Yolları’nın (THY) yaz tarifesinde 03:45 olan Halep – İstanbul seferi, 25 Ekim gününden itibaren 04:40 olarak değişiyordu.
Ama bu durumdan Halep Havaalanı yetkililerinin ne kadar haberi vardı bilmiyoruz.
Zira sorulduğunda uçağın 03:45′te kalkacağını söylüyorlardı.
Zaten terminaldeki bilgilendirme ekranlarında da uçağın 03:45′te kalkacağı yazılıydı. Yolcular da bu saate göre gelmişlerdi.
Oysa durum farklıydı.
Sadece saat ayarlamasının yapıldığı bu güne özgü olarak THY uçağı Halep’te ve yaz saati uygulaması yapılmayan herhangi diğer bir uçuş noktasında her zamankinden bir saat fazla bekleyecekti.
Tıpkı bu gece yatağa yatıp uyuyanların, bir saat fazla uyuması gibi. 🙂
Yaz saati uygulamasının havayolu şirketleri üzerindeki en önemli etkisi, bu uygulamanın yapılmadığı tüm ülkelerde tarifenin değişme ihtimali.
Uçağın yerde nispeten uzun bir süre beklediği ve slot yapısının müsait olduğu yerlerde bir sorun çıkmayabilir ama kısa yerde kalış süresi (ground time) dahilinde yapılan git – gel seferlerde sefer saatinin değişmesi kaçınılmaz.
Halep’te olduğu gibi.