Ekrem König, ya da asıl adıyla Ekrem Hamdi Bakan, Cumhuriyet’in ilk yıllarında karıştığı uçak siparişi dolandırıcılığıyla, o dönemde uzunca bir süre Türkiye kamuoyunu meşgul eden bir kişidir.
Eğitiminin bir bölümünü Almanya’da alan, Birinci Dünya Savaşı’nda Alman generallerin yanında görev yapan ve bu yüzden kendisine takılan König (Almanca: kral) lakabını bir soyadı gibi benimseyen Ekrem Hamdi Bey, istihbarat çalışmalarında da yer almıştır.
Babası Kiraz Hamdi Paşa, dayısı ise Damad Ferid Paşa hükûmetinde Harbiye Nazırı olarak görev yapan Süleyman Şefik Paşa’dır.
Savaşın ardından, aralarında Lufthansa’nın da bulunduğu bir çok Alman şirketinin Türkiye temsilciliğini üstlenmiştir.
Bu sayede gerek ticarî ve gerekse siyasî çevrelerde geniş bir ilişki ağı kurma imkânı yakalamıştır.
Ekrem König, Uçak Siparisi Veriyor
1930’lu yılların sonlarına doğru ise Ekrem König, uluslararası düzeyde bir sahtecilik olayının baş rol oyuncusu olarak sahneye çıkmıştır.
17 Temmuz 1936 – 1 Nisan 1939 tarihleri arasında cereyan eden İspanya İç Savaşı‘nda mücadele eden Cumhuriyetçiler ile Frankistler, yoğun bir biçimde silah ve mühimmat ihtiyacı içerisindeydi.
Bu durumdan faydalanmak isteyen uluslararası bir çete, Ekrem König’in ilişkilerini kullanma yoluna gitmiştir.
Gerçekten de König, Türkiye’deki bağlantıları sayesinde, Millî Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na ait mühürlerin sahtelerini yaptırmış; bu bakanlıklar dahilinde ihtiyaç duyacağı kişilerin imzalarını taklit ettirmiştir.
Böylece Türkiye Cumhuriyeti adına, Kanada’dan tam 50 adet savaş uçağı siparişi verilmiştir.
Taraflar arasındaki yazışmalar bir süre devam ettikten sonra Ağustos 1937’de König, nihaî sipariş telgrafını göndererek gerekli teyit sürecini tamamlamıştır.
Gerçek Ortaya Çıkıyor
Gelgelelim 1938 yılının yaz aylarında sahte uçak siparişi olayı patlak verir.
İşin ortaya çıkış şekli belli değildir.
Birinci ihtimal, siparişin büyüklüğü karşısında şüphelenen ABD’li yetkililerin, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’ne durumu sormasıdır.
Bir diğer ihtimalse uçakların yanlışlıkla, teslim edilmeleri gereken limandan farklı bir yere gönderilmesidir.
Neticede 1939 yılının Ocak ayında bu konu mahkemeye yansır ve artan baskılar karşısında dönemin Millî Savunma Bakanı Kâzım Özalp istifa etmek zorunda kalır.
Ekrem König yurt dışında olduğundan, Dışişleri Bakanlığı’ndaki suç ortağı protokol memuru Ruhi Bozcalı tek başına yargılanır ve dava hapis cezası ile son bulur.
Bunu takip eden yıllarda König Olayı tam unutulmuşken, Mayıs 1943’te Ekrem König’in Türkiye’ye iade edildiği haberi duyulur.
König’i kimin yakaladığı ve Türkiye’ye iade ettiği günümüzde bile tam olarak belli değildir.
Bu gelişmenin ardından olayla ilgili dava yeniden görülür.
Ekrem Hamdi Bakan, dava sürecinde bir çok üst düzey devlet görevlisini bu olayın içerisinde yer almakla itham eder.
Ancak dava sürecinin bu yönde derinleştirilmediği ve bir iki ay içerisinde hızlıca sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.
König, dört yıllık hapis cezasına çarptırılır.
İşin enteresan yanı, eldeki arşiv bilgilerine göre daha halen, Kanada’dan sipariş edilen 50 adet savaş uçağının İspanya’da Cumhuriyetçiler’e mi yoksa Frankistler’e mi gönderilmek istendiği tam olarak netlik kazanmamıştır.
Ekrem Hamdi Bakan’ın devlet kademeleriyle olan yakın ilişkileri ve girişilen sahtecilik işinin boyutu, aradan geçen 70 seneyi aşkın bir süreye karşın bu olayın gizemini hâlâ korumasına sebep oluyor.
not: İsmet İnönü’nün vefatının ardından, 1974 yılında Hürriyet gazetesinde yayınlanan hatıralarında, dönemin Millî Savunma Bakanı Kâzım Özalp’in bu olayla bir ilgisinin olmadığına dair bir ifade olduğu görülmektedir. (Hürriyet – 16 Ocak 1974)
Kaynak: Türkiye’de Milli Şef Dönemi, Cemil KOÇAK, İletişim Yayınları
Comments
One response to “König Olayı Nedir?”