Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz bir Münih seyahatinde, uçak içerisindeki yolculara şöyle bir bakınca, çok büyük bir bölümünün elinde akıllı telefon, tablet PC veya diz üstü bilgisayar olduğunu gördük.
Bağlı olmak, online olmak, artık o kadar vazgeçilmez bir hale gelmiş durumdaki, insanlar hangi ortamda olurlarla olsunlar, bir yolunu bulup internete ulaşabiliyor.
Geçtiğimiz günlerde Kanadalı WestJet tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, uçak seyahatlerinde yolcuların yaklaşık %80’inin kendi elektronik cihazını beraberinde getirdiğini ortaya koydu.
Bu araştırma ışığında uçuş esnasında yolcularına sunduğu hizmette değişikliğe gitmeyi düşünen şirket, uçak koltuklarının her birinin arkasında bulunan eğlence & bilgi ekranlarını tamamen kaldırarak, bunun yerine buradan sağladığı içeriği kablosuz, merkezî bir biçimde yayımlamayı tasarlıyor.
Aynı hizmet dahilinde internet bağlantısı da olacak.
Özellikle economy class’ta seyahat eden uçak yolcularının o dar ve çok da rahat olmayan ortamda hoşça vakit geçirmesini amaçlayan sistemler, havayolu şirketlerine teknik bakım ve ağırlık noktalarında ciddi bir yük getirebiliyor.
Boeing 737 veya Airbus A320 boyutundaki bir uçakta yer alan eğlence sistemlerinin toplam ağırlığı, 500 kg civarına ulaşabiliyor.
Geniş gövdeli uçaklarda bu rakam çok daha yukarıda.
Dolayısıyla, Brent tipi ham petrol fiyatının 100 USD’nin üzerinde istikrar kazandığı günümüzde, akaryakıt sarfiyatı açısından uçakların ağırlığı gerçekten önemli.
Tabii yukarıda belirttiğimiz tarzda bir konsept değişikliğine gidilmesi durumunda, bunun yolculara ne şekilde yansıyacağının çok iyi hesap edilmesi gerekiyor.
Bir yandan yemek yerken, diğer yandan koltuk arkasında bulunan ekranlardan bir filmi veya belgeseli takip etmek mümkünken, yolcuların benzer şeyi kendi cihazlarıyla yapması pek de kolay değil.
Ayrıca, yanında tablet PC türü bir cihaz taşımayanlar için, uçak içerisindeki kablosuz – merkezî yayım çok da eğlenceli olmayabilir.
Söz konusu içerik yayımına ulaşacak hiç bir elektronik cihazı olmayan yolcular ise tamamen oyun dışında kalıyor.
Neticede, havayolu şirketlerine tavsiyemiz, uçuş esnası eğlence ve bağlanırlık sistemlerinde herhangi bir radikal değişikliğe gitmeden önce, en azından üç-dört yıl daha bekleyip, trendlere göre karar vermeleri yönünde olacak.