2008-2009 küresel mâlî krizinin ardından bir süre durulan petrol fiyatları, 2010 yılının son çeyreğinden itibaren artmaya başlamış, 2011 yılı başındaki Arap Baharı süreciyle birlikte yukarı hareketine hız katmıştı.
O yılın Nisan ayında ortalamada 120 USD mertebesine yaklaşan petrol fiyatları, daha sonraki aylarda ise 100 USD civarında salınmaya başlamıştı.
Bilindiği üzere akaryakıt, havayolu şirketlerinin en önemli gider kalemi niteliğinde bulunuyor.
O tarihlerde akaryakıt maliyetlerinde yaşanan bu artışın bir kısmı bilançolara zarar biçiminde yansırken, bir kısmı da artan bilet fiyatlarına yapılan akaryatkı harcı zammı şeklinde yolculara aktarılmıştı.
Belki de bu sayede havayolu şirketleri, artan petrol fiyatlarından korkulduğu kadar etkilenmedi.
İçerisinde bulunduğumuz 2013 yılında da petrol fiyatlarının son iki buçuk yıllık döneme paralel bir seyir izlediği görülüyor.
2011 yılında 104 USD, 2012’de 105 USD ortalama fiyata ulaşan petrol, 2013 yılının ilk beş ayını 103 USD ortalama ile kapattı.
Petrol fiyatlarının son 10 yıl içerisindeki seyri göz önünde tutulduğunda, havayolu şirketlerinin zaman içerisinde yüksek akaryakıt maliyetleriyle yaşamaya uyum sağladığı söylenebilir.
Zaten uyum sağlayamayanların sektöre veda etmek dışında çok da fazla bir seçeneği bulunmuyor.
Not: Havayolu 101′in yapmış olduğu çalışmalarda, “Dated Brent, West Texas Intermediate ve Dubai Fateh” petrol fiyatlarının basit ortalaması kriter alınmaktadır.