Mart ayının havayolu sektörü açısından en ilgi çekici olayı hiç şüphesiz, hâlâ gizemini koruyan Malaysia Airlines MH370 kazasıydı.

Yine bu ay içerisinde yaşanan ama dünya kamuoyuna tabii olarak pek yansımayan bir diğer sıra dışı gelişme ise, Ryanair‘in uzunca bir aradan sonra yeniden GDS kanalına geri dönüş yapmasıydı.

11 Mart 2014 tarafında yapılan bir açıklamaya göre Ryanair, 10 yılı aşkın bir sürenin ardından yeniden bir GDS ile çalışmaya başlayacak.

Avrupa Birliği gibi dar bir coğrafyada yılda 80 milyonun üzerinde yolcu taşımayı başaran Ryanair’in uçuşları, 19 Mart tarihinden itibaren kademeli olarak Travelport sisteminde görüntülenmeye başlandı.

Düşük maliyetli havayolu şirketlerinin, klasik GDS’lerden uzak durmasındaki bir sebep maliyetler ise, bir diğer sebep de, satmış oldukları hizmeti unbundle ederek tâlî gelir elde etmek isteyen bu gibi havayolu şirketlerinin ihtiyaçlarının, konvansiyonel sistemler tarafından tam olarak karşılanamamasıydı.

Travelport, düşük maliyetli taşıyıcıların bu talebini, Travelport Merchandising Platform adını verdiği ürünle yerine getirme iddiasında.

Travelport ile Ryanair arasındaki işbirliği de bu ürünü temel alıyor. Travelport Merchandising Platform, konvansiyonel ücret yükleme yöntemleri yerine ayrı bir API bağlantısı üzerinden çalışıyor.

Çok uzun zamandır GDS’lerden ve acente kanalından uzak duran Ryanair’in bu hamlesini doğru şekilde yorumlamak gerekiyor.

Ryanair’in yapmış olduğu bu yeni hamle, sıradan acentelerden ziyade, büyük kurumsal şirketlere hizmet veren Seyahat Yönetimi Şirketleri (Travel Management Company) ve kendi seyahat yönetimi birimleri üzerinden rezervasyon yapan kurumsal firmaları hedefliyor.

Anlaşılan o ki, easyJet’in son bir kaç yıl içerisinde, iş amaçlı seyahat eden yolcu segmentine nüfuz edebilmek amacıyla gerçekleştirdiği başarılı dönüşüm, Ryanair’in inadını kırmış durumda. Şirketin CMO’su Kenny Jacobs, halihazırda hizmet verdikleri yolcuların %22’sinin iş amaçlı seyahat edenler olduğunu ve önümüzdeki yıllarda bu oranı artırmayı hedeflediklerini belirtiyor.

Havayolu 101 olarak, önümüzdeki yıllarda Ryanair’in şu ana kadar sıkı sıkıya sarıldığı iş modelinde bir takım değişiklikler meydana geleceğini tahmin ediyoruz.

Ve neticede Avrupa Birliği iç hat pazarının, tıpkı ABD iç hatlarında olduğu gibi, network taşıyıcılar ile düşük maliyetli havayolu şirketlerinin giderek birbirlerine benzedikleri bir şekle bürüneceğini öngörüyoruz.