Uçakların pencereleri neden köşeli değildir, biliyor musunuz?
Bu sorunun cevabını bulabilmek için, 1950’li yıllara uzanmamız gerekiyor.
27 Temmuz 1949 tarihinde ilk deneme uçuşunu gerçekleştiren ve 2 Mayıs 1952’de BOAC filosunda resmen hizmete giren, İngiliz yapımı de Havilland Comet, havacılık tarihinin jet motorlu ilk yolcu uçağı unvanını kazanmıştı.
İngilizler bu önemli hamle ile, jet motorlu yolcu uçağı üretiminde rakip ülkelere göre bir adım öne geçerken, aynı zamanda sonraki yıllar için büyük bir avantaj yakalamışlardı.
Ancak uçağın hizmete girişinin üzerinden sadece bir sene geçmişti ki, arka arkaya kazalar yaşanmaya başlandı.
İlk anda pilotaj hatası sanılsa da, kazaların devam etmesi sonucunda Comet’ler hizmetten çekilerek, geniş kapsamlı bir soruşturma açıldı.
Bir Comet tamamen suya batırılarak, basınç testleri uygulandı.
Bunun sonucunda, uçağın köşeli bir biçimde tasarlanmış olan pencerelerinde büyük bir gerilim oluştuğu ve en nihayetinde gövdenin, bu noktalardan yırtıldığı tespit edildi.
De Havilland firması hemen kolları sıvayarak, yuvarlak hatlara sahip pencereleri olan yeni bir Comet modeli üretmeye başladı.
Ancak iş işten geçmişti.
Sektörde Comet’lere olan güven sarsılırken, Boeing, McDonnell, Douglas gibi Amerikalı uçak üreticileri avantajlı bir konuma gelmişti.
Kasım 1965’e gelindiğinde, İngiliz BOAC firması dahi filosundaki son Comet’i emekliye ayırmıştı.
Neticede, basit gibi görünen ve sonucunda ne olacağı hiç tahmin edilemeyen bir tasarım tercihi, yolcu uçağı üretimi gibi son derece büyük ve stratejik bir endüstrideki baş rol oyuncusunu yerinden etmişti.