New York JFK… Londra Heathrow… Paris Charles de Gaulle… Frankfurt…
Dünyanın en önemli aktarma noktalarının pisti yakınlarında gözlem yapalım.
Bir saatte kaç bölgesel uçak inip kalkıyor?
19 koltuklu bir Beech 1900… 40 koltuklu bir ATR42… 70 koltuklu bir CR700 veya 98 koltuklu bir Embraer 195…
Şimdi de İstanbul Atatürk Havalimanı’na bakalım…
Görebileceğiniz bölgesel uçak sayısı günde kaç olur?
İki elin parmaklarını geçebilir mi?
Türk havacılık tarihinin tozlu yapraklarını şöyle bir açalım…
Borajet ATR-72’lerle başladı, Embraer 190/195 derken kulvar değiştiriyor.
SeaBird, Twin Otter uçakları ile yapamadı.
Daha gerilere gidelim.
Türk Hava Taşımacılığı (THT), ATP ile THY’nin altında kuruldu.
Birleştirelim derken olmadı. Yine kapandı…
Alt alta yazdığımızda Sönmez’den Dardanel’e, Air Group’tan Imsık’a kadar girişimler bir türlü yeşeremedi. Sahiplerine büyük zararlarla kapılarını kapadı.
Özel hava taşımacılığının başladığı 1983 yılından bu yana havayollarımız ciddi büyüme yakaladı.
THY bir dünya markası oldu. Özel havayolları ciddi yol katetti. Başarılı low cost taşıyıcılar çıktı… Kargo şirketleri adımlarını daha sağlam basıyor. Özel jet filosu, ciddi bir büyüklüğe ulaştı.
İstanbul’dan Viyana’ya uçuş 1 saat 55 dakika sürüyor. İstanbul’dan Van’a ise 2 saatte uçuyorsunuz.
Ülkemizin büyüklüğü, nüfus ortaya konulduğunda neden hava trafiği İstanbul’da veya Ankara’da, İzmir’de sıkışıyor?
Örneğin Bursa, Türkiye’nin dördüncü büyük kenti ama şehire özel sadece Burulaş’ın 12 koltuklu Cessna Caravan deniz uçakları sefer yapabiliyor. Niye buradan başka kentlere uçak yok?
Her noktaya 189 yolcu bulup bir uçağı doldurmak ekonomik olmazken niye Türkiye’de büyük bir şemsiyenin altında bölgesel havacılık yapılamıyor?
Lufthansa’nın, Air France’ın veya United’ın altında ciddi bölgesel uçak filoları varken niye THY bir türlü böyle bir operasyona girmiyor?
Bu sorular, analizleri ciddi yapılmış, yatırımları, hatları doğru planlanmış, düzgün uçakları seçilmiş yapıları arıyor.