Seyahat sektöründe 2017 yılının en sıcak konularından bir tanesi, Endonezya’nın gözde tatil mekânı Bali’de bulunan Agung adlı yanardağın yeniden aktif hale gelmesiydi.
Agung Yanardağı‘nın özellikle Kasım ayından itibaren sık sık kül püskürtmesi sebebiyle Bali’ye yapılan uçak seferleri zaman zaman durduruluyor ve bu yüzden on binlerce kişi adada mahsur kalıyordu.
Peki; bir yanardağ kül püskürtüyor diye, uçuşlara neden ara veriliyor?
Uçaklar, yanardağın püskürttüğü kül bulutunun içerisinden geçerse ne olur?
Bu sorunun cevabı tecrübeyle sabit ve çok net:
Uçak, bir yanardağın kül bulutunun içinden geçerse, motorları durur.
British Airways “BA 009” Sefer Sayılı Uçuş
Uçak motorlarıyla yanardağ külünün ilişkisini daha iyi anlamak için, British Airways’in 24 Haziran 1982 tarihli Londra Heathrow – Auckland (Yeni Zelanda) uçuşuna (BA 009) gitmemiz gerekiyor.
Londra’dan kalkan Boeing 747 tipi dört motorlu uçak, Bombay, Madras, Kuala Lumpur, Perth ve Melbourne’e uğradıktan sonra Auckland’a varacaktı.
Parkurundaki üçüncü duraktan, Kuala Lumpur’dan kalkış yapmış olan uçakta, 248 yolcu ve 15 mürettebat olmak üzere toplam 263 kişi bulunmaktaydı.
Uçak akşam saatlerinde, Cakarta’nın 180 km kadar güneydoğusunda yoluna devam ederken, Galunggung Yanardağı’nın püskürttüğü kül bulutunun içerisine girer.
Uçağın kokpit camında parlamalar meydana gelmeye başlar ve kısa bir süre sonra Boeing 747’nin dört motoru birden durur. Aynı anda uçağın içi dumanla dolmaya başlar.
Pilotlar bunun sebebini anlayamaz. Zira uçağın hava durumu radarında sıra dışı hiç bir durum görünmemektedir. Pilotlar bir kül bulutunun içinden geçtiklerinin farkında bile değildir.
Kaptan pilot bu sırada yolculara, tarihe geçecek bir anons yapar:
“Bayanlar, baylar, kaptanınız konuşuyor. Küçük bir problemimiz var. Dört motorumuzun hepsi birden durdu. Motorları yeniden çalıştırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Çok sıkıntıda olmadığınızı umuyoruz.”
Motorları duran uçak süzülmeye başlar. Pilotlar, süzülme boyunca dakikada ne kadar irtifa kaybedeceklerini hesaplayarak, yakındaki bir havalimanına inmeyi planlar. Bu arada motorları yeniden çalıştırmayı denerler ancak başaramazlar.
Uçak süzüle süzüle 4.000 metrenin altına inmiştir ki motorları yeniden çalıştırmak mümkün olur. Bunun üzerine pilotlar yeniden yükselmeye başlar. Ancak motorlardan bir tanesi yeniden durunca, pilotlar yeniden alçalır.
Ve en nihayetinde, uçağın kokpit camının ve iniş ışıklarının zarar görmesi sebebiyle, zorlu görüş şartları altında Endonezya’nın Halim Perdanakusuma adlı havalimanına acil iniş gerçekleştirilir.
Uçaktaki herkes bu sıra dışı olayı yara almadan atlatmıştır.
Olay sonrasında yapılan araştırmalarda, yanardağın püskürttüğü küllerin motorların içerisine girerek durmalarına sebep olduğu ortaya çıkmıştır.
Kül bulutunun kuru olması, uçağın hava durumu radarında görünmesini ve pilotların buna karşı bir tedbir olarak rotayı değiştirmesini engellemiştir.
Avrupa, 2010 Yılında Yanardağ Külüyle Tanışmıştı
Şu günlerde Bali’de yaşanana benzer bir durum 2010 yılının Nisan ayında Avrupa’da meydana gelmişti.
İzlanda’da faaliyete geçen Eyjafjallajokull adlı yanardağ ilk aşamada İrlanda, İngiltere, Belçika, Hollanda, Norveç, Danimarka, İsveç ve Finlandiya; daha sonra ise neredeyse tüm Avrupa hava sahasının kapanmasına yol açmıştı.
Yanardağı etkisi günlerce devam etmiş, Avrupalı havayolu şirketleri üzerindeki mâlî etkisi, 11 Eylül olayından daha büyük olmuştu.