5 Haziran 2017 sabahı Suudî Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn, Katar’la olan diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. (Bu dört ülkeye daha sonra Yemen, Libya ve Maldivler de katıldı)
Bu sansasyonel gelişme bununla da kalmamış, söz konusu devletlere ait havayolu şirketlerinin Katar’ın başkenti Doha’ya yapılan uçuşları da 6 Haziran 2017 tarihinden itibaren durdurulmuştu.
Daha da ötesi, bu devletler, 5 Haziran’ı 6 Haziran’a bağlayan gece yarısından (UTC saati ile) itibaren hava sahalarını Katar’a kapatmıştı. Bu karar, Qatar Airways’in özellikle batıya doğru yapılan uçuşlarında yolculuk süresinin uzaması anlamına geliyordu.
Günlük bazda Qatar Airways’in Birleşik Arap Emirlikleri’ne 25, Suudî Arabistan’a 20, Bahreyn’e 6 ve Mısır’a 5 olmak üzere toplam 56 uçuşu iptal olmuş durumda. Suudî Arabistan aynı zamanda, yolcu sayısı bakımından Qatar Airways’in en büyük pazarı konumunda.
Qatar Airways bu işten fena halde etkilenmiş, sonraki aylarda kimi haberlere göre filosunun %20’si gibi oldukça ciddi orandaki bir bölümünü yere çekmek zorunda kalmıştı.
Amerika ve Avrupa ile İlişkiler
Bu üçlünün hızlı bir biçimde büyümesine ilk tepki, Avrupalı ve Amerikalı havayolu şirketlerinden gelmişti.
2014 yılında Lufthansa’nın kaptan köşküne oturan Carsten Spohr, Körfez’deki havayolu şirketlerinin, küresel havayolu pazarında muazzam bir değişikliğe yol açtığını belirterek, Avrupalı havayolu şirketlerinin bu yeni durumla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmeleri gerektiğini belirtmişti.
Aynı tarihlerde gündeme gelen bir diğer husus, Körfez’deki şirketlerin ait oldukları devletler tarafından sübvanse edilip edilmedikleriydi.
Emirates, Etihad ve Qatar Airways bu iddialara sert bir biçimde cevap verirken, asıl devlet yardımı alanların Amerikalı havayolu şirketleri olduğunu öne sürmüşlerdi. Etihad Airways tarafından yapılan bir açıklamaya göre ABD’li şirketler 2000 yılından günümüze toplam 70 milyar USD tutarında devlet yardımı almıştı.
Buna karşılık olarak Amerikalı taşıyıcılar ise, 2014 yılı içerisinde Körfezli havayolu şirketleri tarafından işletilen 23 ABD hattının 19 tanesi zarar ettiğini, bu hatların yarıdan fazlasında, zarar oranının %20’nin üzerinde gerçekleştiğini ve üç taşıyıcının toplam zarar oranının %14,4 mertebesine ulaştığını iddia etmişlerdi.
Amerikalı havayolu şirketlerinin tepkileri ve sert duruşları 2016 yılının başlarında bir adım öteye daha gitmiş ve Delta’nın Atlanta-Dubai ve United’ın Washington-Dubai seferlerini durdurmasıyla birlikte, ABD ile Körfez ülkeleri arasında direkt sefer yapan hiç bir Amerikalı taşıyıcı kalmamıştı.
Qatar Airways, Amerikalılar ile İlişkileri Düzeltmeye Çalışıyor
Katar, komşularıyla böylesine ciddi bir gerginliğin içerisinde boğuşurken ABD, nispeten tarafsız bir politika güderek Katar’la ilişkilerini sıcak bir biçimde devam ettirmişti.
İki ülkenin dışişleri bakanları, Rex Tillerson ve Abdulrahman al-Thani, geçtiğimiz Ocak ayı sonunda Washington’da bir araya gelerek muhtemel işbirliklerini ele aldılar.
Görüşmenin sonucunda sivil havacılık konusunda verildiği duyurulan kararlar bir hayli ilgi çekici:
1- Qatar Airways bağımsız denetçiler tarafından uluslararası muhasebe kuralları çerçevesinde denetlenecek ve bunun sonucu, yıllık raporlar halinde kamuoyu ile paylaşılacak.
2- Qatar Airways, önümüzdeki iki sene boyunca alacağı ciddi miktardaki devlet yardımlarını resmen duyuracak. Şirket ayrıca, söz konusu muhtemel yardımların, ticarî temellere dayanmasına dikkat edecek.
3- Qatar Airways, 5. trafik haklarını kullanarak Avrupa ile ABD arasında herhangi bir sefer yapmayacağını taahhüt edecek.
Bu sayede, ABD ile Katar arasındaki sivil havacılık pazarında eşit şartlarda rekabet ortamının elde edilmesi hedefleniyor.
Amerikalı taşıyıcılar ve ilgili dernekler, Trump yönetiminin bu konuda atmış olduğu adımdan duydukları memnuyeti belirten açıklamalar yaptılar.
Tabii işin doğrusu, Amerikalı taşıyıcıları asıl zorlayan havayolu şirketi Emirates. Zira şirketin Dubai ile ABD’deki bir çok havalimanı arasındaki direkt uçuşlarının yanı sıra, Avrupa’da Milano ve Atina üzerinden de New York’a uçuşları bulunuyor.
Ve Emirates zaten hesaplarını da şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşıyor.
Bakalım Amerikan yönetimi, Katar’ın yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri ile de masaya oturacak ve Emirates ve Etihad’ı ele alacak mı?