Havacılığa gönül vermiş, pilot olmak isteyen veya isteyip de olamayanların en fazla baş vurduğu araçlardan biridir Microsoft Flight Simulator programı.
Program diyorum zira oyun kategorisinde satılan bu ürünü “oyun” şeklinde tanımlamak, en hafif tabiriyle haksızlık olur.
Gerçek uçaklara bir hayli benzeyen özellikleriyle uçuş tutkunlarına son derece keyifli anlar yaşatan bu programın bir ilerisindeki adım, ortak platformlar altında birleşip birer “sanal havayolu” halinde faaliyet gösteren, kâr amacı gütmeyen oluşumlardır.
VATSIM ve IVAO ön plana çıkan iki “sanal hava trafik” platformu.
Bu platformlarda yüzlerce sanal havayolu uçuş yapıyor.
Bir flight simulator programına sahip olan uçuş tutkunu da, önce sanal havayollarında gerekli eğitimleri alıp “sanal pilot” sertifikasını alıyor, daha sonra da VATSIM ve IVAO gibi sistemlere bağlanarak, tüm dünya genelindeki diğer sanal pilotlarla beraber uçmaya başlıyor.
Virtual British Airways, Virtual Air France, Virtual THY…aklınıza gelen veya gelmeyen yüzlerce sanal havayolu; kâr amacı olmaksızın, tamamen keyfe yönelik olarak burada baş gösteriyor.
Bu “sanal” mevzuya farklı bir açıdan, “reel” dünyaya etkisi nedir diye bakmakta büyük yarar var.
Reklam, pazarlama, halkla ilişkiler, ileriye dönük yatırım…her ne derseniz…bir havayolunun adını ön plana çıkarmak ve tüm dünya genelinde bilâbedel reklamını yapmak, havacılığa gönül vermiş olanların arasında iyice yer etmek ve farkındalığı artırmak, marka bağımlılığı yapmak, genç nüfusta pilot olma isteğini uyandırmak vb değişik bir çok açıdan “reel” havayoluna fayda getiren bir oluşumla karşı karşıyayız.
Ancak; Türkiye olarak bunun ne kadar farkındayız, ne kadar yararlanıyoruz…işte burası biraz tartışmalı.