Hava trafik kontrol kulesinin temel görevi, içerisinde görev yapan hava trafik kontrol memurlarının havadaki ve yerdeki uçak trafiğini iyi bir biçimde gözlemleyerek yönetebilmelerini sağlamaktır.
Bu yüzden hava trafik kontrol kuleleri, bulundukları havalimanlarında iyi bir görüşe sahip olabilecekleri noktalarda ve mümkün olduğunca yüksek bir biçimde inşa edilir.
Bununla birlikte, son yıllarda sektörde sıra dışı bir uygulamaya yönelik çalışmalar hız kazandı.
“Sanal Kule” veya “Dijital Kule” şeklinde adlandırılan uygulama çerçevesinde, herhangi bir havalimanının hava trafiğinin, “uzaktan” yönetilmesi amaçlanıyor.
Bu yönde atılan ilk adımlar, Avrupa’nın kuzeyinden, İsveç’ten gelmişti.
“Uzaktan” ve “Sanal” hava kontrol kulesi konseptinin ilk uygulandığı ülke İsveç olmuştu.
31 Ekim 2014 tarihinde bu yönde resmî izin alan Örnsköldsvik Havalimanı‘nın (OER) hava trafiği, 21 Nisan 2015 tarihinden itibaren, 177 km uzaklıktaki Sundsvall–Timrå Havalimanı (SDL) tarafından yönetilmeye başlanmıştı.
Yine İsveç’te yapımı halen devam eden ve 2019 yılının Aralık ayında hizmete girmesi hedeflenen Scandinavian Mountains Havalimanı (Sälen Trysil), dünyanın “sıfırdan inşa edilen ve bir hava trafik kontrol kulesi bulunmayan” ilk havalimanı olacak.
Sanal Kule, City Havalimanı’na Geliyor
Sanal kule uygulamasının devreye gireceği bir başka nokta, Londra’nın merkezinde bulunan City Havalimanı.
2019 yılı içerisinde tamamlanması planlanan sistemsel hazırlıklar ve bunu takip edecek bir yıllık deneme sürecinin ardından, 2020 yılında City Havalimanı, uzaktan hava trafik yönetimi konseptine geçiş yapacak.
Saab firmasının çözümlerinin kullanılacağı bu önemli proje çerçevesinde City Havalimanı’na 14 adet yüksek çözünürlüklü sabit kamera yerleştirilecek.
Bunlara ilave olarak iki adet hareketli kamera ile farklı yönlere bakmak ve görüntüyü 30 kat yakınlaştırmak mümkün olacak.
Kameralardan elde edilen ve 360 derece açıya sahip olan görüntüler fiber optik kablolarla, İngiltere hava sahasının yönetimini üstlenen NATS adlı kurumun yaklaşık 200 km uzaklıktaki Hampshire’daki merkezinde bu iş için özel olarak hazırlanan operasyon odasına aktarılacak.
Görüntünün yanı sıra, havalimanındaki sesler de, merkezdeki operasyon odasından duyulabilecek.
Kontrol memurları ayrıca, ekran görüntüsünün üzerine radar görüntüsü, hava durumu, uçağın hızı ve yüksekliği gibi bilgileri de yansıtabilecek.
Yeni sistemde özellikle gece görüşü, konvansiyonel kontrol kulesindekine nispeten çok daha iyi olacak.
Gelişmiş görüntü işleme teknikleri sayesinde, pist ve taksi yollarındaki tehlike ve yabancı maddeler çok daha kolay bir biçimde tespit edilecek.
Sanal Kule Uygulaması Şimdi de Yeni Zelanda’da
İsveç ve İngiltere’nin yanı sıra, Avustralya ve Yeni Zelanda da sanal kule uygulamalarını geliştirmeye çalışıyor.
Yeni Zelanda’nın en güneyindeki havalimanı niteliğini taşıyan Invercargill, bu bölgede uzaktan hava trafik yönetiminin gerçekleştirileceği ilk nokta olacak.
Projede, Yeni Zelanda’daki hava trafik yönetimi hizmetini veren Airways firması ile Almanya merkezli Frequentis adlı teknoloji firması birlikte çalışıyor.
Frequentis tarafından geliştirilen ve 2020 yılında hizmete girmesi planlanan smartVISION adlı sistem ilk olarak yerinde yani Invercargill Havalimanı’nda kurulup denenecek.
Gerektiği şekilde işlediğinin görülmesinin ardından sistem, bu konuda merkezî bir biçimde hizmet verecek olan yeni yerine taşınacak.
Invercargill’deki projenin tam olarak başarıyla uygulanması halinde bir sonraki hedef, ülkenin en büyük havalimanı konumundaki Auckland olacak.
Mevcut planlara göre Auckland Havalimanı’nda bir sanal kule sistemi kurulması için yine 2020 yılı amaçlanıyor.
Yeni Zelanda’nın komşusu Avustralya’da da sanal kule uygulamasına geçiş konusunda çalışmalar devam ediyor.