Halihazırda Almanya’nın başkenti Berlin’e hizmet veren iki havalimanından bir tanesi olan Tegel, yeniden doğuşa hazırlanıyor.
Hem şehre yakınlığı (10 km) hem de küçük bir terminal binasına sahip olması sebebiyle Tegel Havalimanı, hem Berlinliler hem de bu önemli kenti ziyaret edenler tarafından çok seviliyor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında roket denemeleri için kullanılan ve savaşın ardından Almanya’nın bölündüğü dönemde, şehrin batısında kalan Tegel Havalimanı, 90 gün gibi kısa bir sürede inşa edilen pist sayesinde Batılı kuvvetler tarafından gerçekleştirilen havadan ikmal operasyonunda (Berlin Airlift) önemli bir rol oynamıştı.
Yılda 22-23 milyon civarında yolcuya hizmet veren havalimanı, 3 Haziran 2012 tarihinden bu yana açılışı sürekli bir biçimde ertelenen ve adeta bir yılan hikâyesine dönen Brandenburg Havalimanı’nın (BER) hizmete girmesinin ardından tamamen farklı bir amaç için dönüştürülecek.
Son anda yeni bir erteleme olmazsa Brandenburg Havalimanı, 2020 yılının Ekim ayında girecek ve Tegel, o tarihten itibaren kapatılacak.
Böylece yaklaşık 5 km²’lik bir alan baştan aşağıya yeniden geliştirilecek.
Berlin TXL adı verilen proje çerçevesinde, halkın ikâmet edeceği çok sayıda konut, bir araştırma-geliştirme ve sanayi kampüsü, ofisler ve genişçe bir park, Berlin’e kazandırılacak.
Terminal A, Beuth Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nin kullanımı için yenilenecek. Urban Tech Republic adlı bu bölümde, insanların kent içi hayatını kolaylaştırmaya dönük teknoloji çalışmaları yapılacak.
Terminal C ve D, üretim yapan şirketler ve yeni kurulan şirketler (start-up) için ayrılacak. (Almanya’da 2018 yılında 4,6 milyar Euro’luk start-up yatırımı yapıldı)
Havalimanının hangarlarını ise Berlin İtfaiyesi Akademisi kullanacak.
Berlin’deki iş yerlerinin %98 oranında dolu olduğu düşünüldüğünde, projenin önemi daha iyi kavranabilir.
Tegel Projekt adlı şirket tarafından yürütülen ve geçtiğimiz yılın Kasım ayında ayrıntıları kamuoyu ile paylaşılan projenin milyarlarca Euro’ya mâl olması ve tam olarak 2040 yılında bitirilmesi hedefleniyor.
Projeye ilk kazma ise 2021 yılının bahar aylarında vurulacak.
İngiltere’nin halen sancılı bir biçimde sürdürdüğü Avrupa Birliği’nden çıkma (Brexit) süreci, İngiltere merkezli çok sayıda firmanın Almanya’ya taşınmasına yol açmış durumda.
Sadece 2017 yılında 152 firma İngiltere’den Almanya’ya taşınmış.
Berlin TXL projesinin, devam edeceği öngörülen bu sıra dışı akıma da cevap vermesi bekleniyor ve Almanya’nın başkentinin bir start-up cenneti olması hedefleniyor.
Yine 2021 yılında inşaatı başlaması amaçlanan ve Berlin TXL’in hemen yanı başına yer alacak olan Siemensstadt, bölgeye ayrı bir dinamizm katacak.
172 yıllık Alman firması Siemens’in arazisinde geliştirilecek bu projede ise enerji üretimi ve dağıtımı, akıllı bina altyapıları ve demiryolları için mobil çözümler gibi konularda çalışmalar yapılacak.
Tegel, Berlin’de dönüştürülen ilk havalimanı değil. Şehrin merkezinde bulunan efsanevî Tempelhof Havalimanı bundan on sene öncesine kadar kullanımdaydı.
O yıl kapatılan Tempelhof, Berlin halkının talebi doğrultusunda dev bir şehir parkına çevrilmişti.
Gelgegelim, Almanya’nın son yıllardaki Brandenburg Havalimanı ve Stuttgart 21 gibi büyük inşaat projelerindeki başarısızlığı, Berlin TXL’in önündeki en önemli risk olarak değerlendiriliyor.
Bakalım Almanya, bu önemli projede nasıl bir sınav verecek?