Bundan iki gün önce (16 Ekim 2019), Fransa’nın Toulouse kentinde sıra dışı bir görüşme yapıldı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dünyanın önde gelen iki uçak üreticisinden bir tanesi olan Airbus’ın tesislerinde, şirketin CEO’su Guillaume Faury’nin ev sahipliğinde bir araya geldi.

Merkel ve Macron, Airbus’ın fabrikasını gezdikten sonra bir de ortak bakanlar kurulu toplantısı gerçekleştirdi.

Airbus’a yapılan bu ziyaret bir “dayanışma” gösterisi şeklinde değerlendirildi.

Zaten Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Ticarî gerginliklerin yaşandığı bir dönemde Angela Merkel ile Toulouse’ta buluşarak, sanayimizin amiral gemisini korumak istedim.” dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ise “Dünya çapındaki bu şirketten gurur duyuyoruz ve gelecek yıllarda da başarılarına devam etmesi için elimizden geleni yapacağız.” şeklinde konuştu.

Delegasyonda yer alan bazı yetkililer, Airbus’a yapılacak bir saldırının, Almanya ve Fransa’ya yapılmış sayılacağına dikkat çekti.

Avrupa’nın önde gelen liderlerinin bu ifadelerinin temelinde, ABD ile AB arasında yaşanmakta olan ticaret savaşları yatıyor.

Dünya Ticaret Örgütü, bu hafta başında, ABD’nin AB ihraç mallarına 7,5 milyar USD ilave gümrük vergisi koymasını onaylamıştı.

Örgüt tarihinin bu en büyük vergi artışı kararının sebebi olarak, AB’nin Airbus’a sağladığı yasa dışı sübvansiyonlar gösterilmişti.

Neticede, havacılık sektörünün ne üretim ne de işletme açısından alelâde bir sektör olmadığını ve uluslararası ilişkiler ile adeta etle tırnak gibi birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu bir kez daha gördük.