Dünyanın belki de en sıra dışı havalimanlarından biri niteliğindeki Osaka Kansai, şahsına münhasır diyebileceğimiz bir çok özelliği bünyesinde barındırıyor.

Tamamen deniz üzerine inşa edilen ve 1994 yılında hizmete giren Osaka Kansai Havalimanı’nı farklı kılan bu özelliklerden bir tanesi, terminal binasının mimarî yapısı.

Terminal, yolcuların kabul işlemlerinin (check-in) yapıldığı giriş bölümünden sonra, upuzun bir dikdörtgen şeklinde tasarlanmış.

Dünyanın en uzun havalimanı terminal binası unvanını taşıyan bu yapıda, bir uçtan diğerine olan mesafe tam 1,7 kilometre.

Terminalin bir planörü andıran tasarımı, ünlü İtalyan mimar Renzo Piano’ya ait.

Renzo Piano, 1988 yılında düzenlenen uluslararası yarışmayı kazanarak, adeta denizin ortasına imzasını atmış.

Terminalin, her biri birbiriyle aynı ebada ve şekle sahip 82.000 adet çelik panelle kaplanan çatısı çelik bir iskeletle desteklenmiş.

Orta bölgede daha yüksek olan tavan, kenarlara doğru alçaltılarak, hava trafik kontrol kulesinin görüş imkânı artırılmış.

42 adet biniş kapısı, her gün yaklaşık 80.000 yolcuya hizmet veriyor.

Yolcuların özellikle uç noktalardaki kapılara ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla, terminalin kenarında bir raylı sistem bulunuyor.

Wing Shuttle adı verilen ve her iki dakikada bir sefer yapan raylı sistem, her biri 545 metre uzunluğa sahip iki parçadan oluşuyor.

Parçalardan bir tanesi terminalin sağındaki, diğeri ise solundaki biniş kapılarına hizmet veriyor.

Uzun uzun yürümek istemeyen yolcular, bu ücretsiz hizmetten faydalanabiliyor.