Coronavirus salgını sonrasında havacılıkta toparlanma öncelikle iç hat pazarlarında başlayacak.
Bunu daha sonra, uluslararası uçuşlar takip edecek.
Bu yüzden, salgının çıkış noktası olan ama hastalığı büyük oranda kontrol altına alan Çin, sektörde gelecek günlerin nasıl seyredeceği açısından yakından izleniyor.
Normal şartlarda dünyanın en büyük ikinci iç hat pazarı konumundaki Çin, geçtiğimiz haftalarda ABD havayolu pazarında yaşanan kapasite düşüşünün ardından ilk sıraya yükselmişti.
Şubat ayında adeta dibe vuran Çin havacılık pazarı, daha sonra hızlı bir biçimde toparlanmaya başlamıştı.
İç hatlar yeniden açılırken, Mart ayının başında pazarın büyüklüğü geçen senenin aynı döneminin %45’ine kadar ulaşmıştı.
Ancak Nisan ayının sonuna geldiğimiz şu günlerde, elimizdeki veriler bu toparlanmanın neredeyse tamamen durduğunu gösteriyor.
Çin’de salgın öncesi günde 80.000 kadar olan uçuş sayısı 35.000 civarında adeta takılı kalmış durumda.
Uzmanlar, insanların mecburi haller dışında pek seyahat etmediklerini ve özellikle ülke içi turizminde henüz bir canlanma belirtisi bulunmadığını belirtiyor.
Yine dünyanın en büyük iç hat pazarlarından bir tanesi olan Avustralya’daki durum daha da kaygı verici.
Ülkedeki yeni Covid-19 vaka sayısı neredeyse sıfıra düşmesine karşın, iç hat uçuş sayısı kriz öncesindeki seviyenin bir hayli gerisinde seyrediyor.
Bu noktada, yolcu güveninin kazanılmasının önemi ortaya çıkıyor.
Zira IATA’nın bir anketine göre salgının tamamen kontrol altına alındığının ilanından sonra “hemen seyahat ederim” diyenlerin oranı sadece %14.
“Bir iki ay beklerim” diyenlerin oranı ise %47 gibi oldukça yüksek bir seviyede.
Yolcuların %40 gibi yine bir hayli yüksek bir orandaki bölümü, en az altı ay boyunca seyahat etmeyeceğini söylüyor.
Ramazan Bayramı’nın hemen öncesinde ülkemizde de iç hat uçuşlarının sınırlı sayıda da olsa başlayacağını tahmin ediyorum.
Toparlanmanın ne hızla olacağını ise Haziran ayında göreceğiz.