Özellikle salgının havacılık sektörünü etkilediği ilk haftalarda, özel jet işletmecileri için sıra dışı bir dönem yaşanmıştı.
Parası olan, seyahat etmek isteyen ama ya salgın sebebiyle yolcu uçaklarından kaçınan ya da gitmek istediği noktaya olan uçak seferleri iptal edilen kişiler, kendilerine özel jet kiralama başlamıştı.
Dünya genelinde bölgeden bölgeye değişmekle birlikte o ilk günlerde, özel jet uçuşlarına olan talep miktarında %100 ilâ %300 arasında artış kaydedilmişti. (Daha sonra özel jet uçuşlarının sayısı da azaldı)
Bu sayede özel jet işletmecileri, havacılık sektöründe kargo taşımacılarının ardından bu işten en az zarar gören hatta kâr eden grup olarak dikkat çekmişti.
Yaz aylarına gelindiğinde, özel jet uçuşlarının sayısı neredeyse kriz öncesindeki noktaya ulaşmıştı.
İşler iyi gidince, söz konusu şirketler filolarını büyütmeye ve uçaklarının kabinlerini yenilemeye başladılar.
Nispeten küçük işletmeciler, önümüzdeki 12-18 ay içinde %50 gibi oldukça yüksek oranda büyüme planlarını yapıyorlar.
Filoların büyümesi aynı anda pilot sayısının da artması anlamına geliyor.
Bunun yanı sıra, özel jet işletmecileri, sayısı giderek artan müşterilerini memnun edebilmek için, eskimeye yüz tutan uçak kabinlerini de yeniliyor.
Bir zamanlar lüks olarak kabul edilen özel jetler, gelir seviyesi yüksek kişiler için artık bir ihtiyaç gibi görülüyor.
Halihazırda, özel jetlerle seyahat edebilecek kadar bütçesi olan kişilerin sadece %10’unun bunu tercih ettiği belirtiliyor.
Ancak Covid-19 salgını böyle devam ederse, bu oranın artması bekleniyor.
İşletmeciler özellikle, iş amaçlı seyahat eden üst düzey yöneticilerin önümüzdeki dönemde özel jetleri tercih edeceğine inanıyor.
Bu sayede, salgın geçip havacılık sektörü toparlanmaya başlasa dahi, bu pahalı alternatifi tercih edenlerin sayısının azalmayacağı düşünülüyor.
Bir tarafta maliyeti üç-beş doları geçmeyen online toplantılar, diğer tarafta binlerce dolara mâl olan özel uçuşlar.
Bakalım Covid-19 sonrasındaki dünyada hangisi geçerli olacak?