Doğu Avrupa’nın pek öne çıkmayan ülkesi Belarus, son altı ay içinde yaptığı hamlelerle sivil havacılık sektörünü etkilemeye devam ediyor.
Geçtiğimiz mayıs ayında Belarus, Ryanair’e ait olan ve FR4978 sayılı Atina – Vilnius seferini yapan bir uçağı inişe zorlamış ve ardından, uçaktaki muhalif bir gazeteciyi tutuklamıştı.
Bir nevî hava korsanlığını andıran bu olaya Batı dünyası büyük tepki göstermiş ve Belarus’a karşı art arda yaptırım kararları gelmişti.
Aradan geçen süre içinde Rusya’nın desteğiyle hareket etmeye devam eden Belarus hükümeti, Orta Doğu kökenli mültecileri Avrupa Birliği’ne karşı kullanmaya başlamıştı.
Özellikle Irak, Suriye ve Yemen kökenli kişilerin, Belarus üzerinden Polonya ve dolayısıyla Avrupa Birliği sınırlarına yığılmalarına göz yumulmuştu.
İş öyle bir raddeye geldi ki, Avrupa Birliği Komisyonu Eş Başkanı Ursula von der Leyen, 8 Kasım 2021 tarihinde bir açıklama yaparak, Belarus’a mülteci taşınmasına aracılık eden havayollarının Avrupa Birliği’ne olan uçuşlarının yasaklanacağını söyledi.
Aeroflot, Türk Hava Yolları (THY), FlyDubai ve Cham Wings’in (Suriye), Minsk Havalimanı’na yoğun bir biçimde mülteci taşıyan havayolları oldukları öne sürüldü.
Bunun üzerine ilgili havayollarından art arda yalanlamalar geldi.
Ülkemizden de hem THY hem de Dışişleri Bakanlığı birer açıklama yaparak, bu iddianın doğru olmadığını belirtti.
Bu arada, THY’nin İstanbul’dan Minsk’e gerek direkt ve gerekse Moskova aktarmalı uçuşlarının tamamen dolu olduğu ortaya çıktı.
Dün akşam saatlerindeyse, daha önce Polonya’nın Ankara büyükelçiliğini de yapmış olan ve halihazırda cumhurbaşkanlığı sekreteri görevinde bulunan Jakub Kumoch’un açıklaması geldi.
Jakub Kumoch, Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) bir talimat yayınlayarak, Irak, Suriye ve Yemen vatandaşlarına Türkiye çıkışlı Belarus uçuşları için bilet satılmasını yasakladığını duyurdu.
Söz konusu yasak hem THY’yi hem de Belavia’yı kapsıyor.
Neticede, Avrupa Birliği’nin baskısının yeri geldiğinde ne kadar etkili olabileceğini gördük.
Birlik, kendi üyesi olmayan iki ülke arasındaki uçuşlarda ve yine kendi üyesi olmayan ülkelerin vatandaşlarına bilet satılmasını engellemeyi başardı.
Bu gelişme üzerine, Avrupa Birliği Komisyonu Eş Başkanı Charles Michel, Türkiye’ye teşekkür etmeyi ihmal etmedi.
Böylece şimdiye kadar benzer bir örneğini hatırlamadığım sıra dışı ve son derece tartışmalı bir yasağın sivil havacılık sektöründe uygulandığına şahit olduk.