Covid-19 salgını başladığında, buna en hızlı bir biçimde müdahale eden bölge Asya-Pasifik’ti.

Buradaki ülkeler çok hızlı bir biçimde sınırlarını yabancılara kapamış, kendi vatandaşları için de sert bir izolasyon ve karantina uygulaması başlatmıştı.

İlk anda doğru gibi gelen bu yaklaşım, aradan geçen iki buçuk senenin ardından büyük bir fiyaskoya dönüşmüş durumda.

Bölge ülkeleri uluslararası seyahat kısıtlamalarını yavaş yavaş gevşetirken, uçak yolculuğuna olan talep de adeta emekleyerek toparlanıyor.

IATA’nın hazırladığı bir grafikte, Asya-Pasifik’teki ülkelere yapılan dış hat rezervasyonlarının, 2019’un aynı dönemine göre oranı yer alıyor.

Ele alınan ülkeler arasında Avustralya, nispeten en iyi durumda olan gibi görünüyor.

Avustralya’daki dış hat rezervasyonları, 2019’un neredeyse %70’i seviyesinde bulunuyor.

Avustralya’nın ardından Filipinler geliyor. Filipinler’de bu oran %50 mertebesinde seyrediyor.

Üçüncü sıradaki Vietnam ise ancak %40’a ulaşabilmiş.

IATA’nın çalışmasında ele alınan ülkeler arasında en vahim durumda olanı, açık arayla Çin.

Salgının en başından itibaren sıfır vaka politikası güden, geliştirdiği aşılar Covid-19’un sonraki varyantlarında işe yaramayan Çin, sıkı karantina ve seyahat kısıtlaması uygulamasına mecburen devam ediyor.

Ülke bir bakıma çıkmaz yola, bir kısır döngüye girmiş halde.

İşte bu yüzden, Çin’deki dış hat rezervasyon oranı, %5 civarında seyrediyor.

İş bununla da kalmıyor, Çinli turistlerin yoğun bir biçimde seyahat ettiği bölge ülkeleri de arzu ettikleri yolcu sayısına ulaşamıyor.

Ve daha da sıkıntılı olan, Çin, Covid-19 konusunda içine girdiği çıkmazdan yakın bir zamanda kurtulabileceğe pek benzemiyor.