Aradan tam dokuz yıl geçti.
Malaysia Airlines’ın, 8 Mart 2014 tarihinde radar ekranlarından kaybolan MH370 sefer sayılı Boeing 777 tipi uçağı hâlâ bulunamadı.
Netflix, bu esrarengiz olayın yıldönümünde bir belgesel yayımladı.
Peşinen söyleyeyim; belgeselin içeriği son derece zayıf. Olay hakkında az çok bilgisi bulunan bir kişi için tam manasıyla zaman kaybı.
“MH370: The Plane That Disappeared” adlı belgesel, üç bölümden oluşuyor.
The Pilot adlı ilk bölümde, uçağı kaptan pilotun kasten düşürdüğü teorisi üzerinde duruluyor. Samimi olmam gerekirse, acı ama gerçek; aklıma en fazla yatan, en mantıklı teori bu.
The Hijack adlı ikinci bölümdeyse, uçağın Ruslar tarafından kaçırılarak Kazakistan taraflarında bir yere götürüldüğü fikri işleniyor. Belgeselde ele alınan belki de en absürt teori bu. Zira Rus hava korsanlarının, uçağın elektronik kontrol odasına girerek, tüm iletişim sistemlerini kapattıkları ve uçağı buradan kumanda ederek Orta Asya taraflarına götürdüklerini ileri sürülüyor.
The Intercept adlı son bölümde, Malaysia Airlines uçağının, uçakta bulunan çok kritik bir takım elektronik cihazın Çin’in eline geçmesini istemeyen ABD tarafından vurularak düşürüldüğü iddia ediliyor.
Adım gibi eminim ki belgeseli seyredenlerin çoğu, sonuncu teoriye inanacak.
Oysa buna sıcak bakanlar, “Türkiye’deki depremleri Amerika yapıyor” söylemindeki gibi, MH370 olayında da ABD’ye bir tanrısal güç atfettiklerinin farkında bile olmayacak.
6 – 7 farklı devletin ortasındaki bir hava sahasında, Boeing 777 tipi bir yolcu uçağı, bir başka devlet tarafından vurulacak, denizde kilometrekarelerce alana yayılması gereken enkaz parçaları kimseler görmeden bir anda toplanacak ve bu sır aradan geçen dokuz yıla rağmen saklı tutulacak…
Netflix belgeselinde dikkatimi çeken bir diğer nokta, uçağa ait olduğu sanılan bazı parçaların Doğu Afrika kıyılarında bulunması hikâyesi.
Blaine Gibson adlı bir Amerikalı, Doğu Afrika kıyılarında uçak parçası avına çıkıyor.
Ve tesadüfe bakın ki çok kısa bir süre içerisinde söz konusu Boeing 777’ye ait olduğunu iddia ettiği bazı kalıntılara ulaşıyor.
Samimi olmak gerekirse, bu hikâye de aklıma pek yatmadı.
Bakalım bir gün gelecek ve MH370 sayılı seferin başına gelenleri gerçekten öğrenebilecek miyiz?