17 Şubat (2025) günü Toronto Pearson Havalimanı’nda meydana gelen kaza, her bakımdan hayret vericiydi.

Bombardier CRJ-900LR tipi bölgesel jet, inişte piste çok sert bir biçimde temas etmesinin hemen ardından takla atmıştı.

İşin mucizevî yanı, yolcu ve mürettebatın tamamı bu kazadan sağ kurtulmuştu.

Seksen kişi, ters dönen uçaktan yürüyerek çıkarken, kimi yolcular, tahliye sırasında video bile çekmişti.

Görüntülerden, öncelikle, emniyet kemeri takmanın ne kadar önemli olduğu anlaşılıyordu. Yolcular, baş aşağı bir biçimde asılı kalmıştı.

Tabii bu kazanın böylesine ucuz atlatılmasında belki de en büyük rol, uçağın koltuklarına aitti.

Federal Aviation Administration (FAA), 1988 yılından sonra hizmete girecek uçaklarda, koltukların 16g (g-kuvveti) kuvvetine dayanıklı olmasını zorunlu kılmıştı. Bu değişiklikten önceyse, uçak koltuklarının dayanması gereken en yüksek kuvvet, 9g seviyesindeydi.

FAA, 27 Ekim 2005 tarihinde yayımladığı bir talimatla, aynı kuralı 1988’den önce geliştirilmiş uçak modelleri için de geçerli hale getirmişti. Böylece, Boeing 737’nin ilk modelleri ve Airbus 320 gibi uçaklar da aynı kurala dahil olmuştu.

27 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe giren bu talimata göre, 9g’ye dayanıklı koltukları olan uçaklar kapsamlı bir bakıma alındığında, koltukların yine bu 16g kuralına göre güncellenmesi gerekiyor.

Yapılan bir hesaba göre, Toronto’da yaşanan kaza benzeri bir durumda, 9g – 16g farkının, uçağın enkazından sağ çıkanların sayısını 20’ye 100 gibi son derece yüksek bir oranda etkileyebileceği söyleniyor.

Yani belki de 17 Şubat günü o uçaktan yürüyerek çıkanlar, hayatlarını bu kural değişikliğine borçlu.