Havayoluyla taşınan çiçeklerin değeri, 2003 yılında 852 milyon dolardan 2024’te 3,7 milyar dolara yükselerek dikkat çekici bir artış gösterdi.
Pazar dört katına çıkarken, en büyük ihracatçı ve ithalatçılar arasında belirgin bir değişim ve yoğunlaşma gözlemlendi.
İşin ihracat tarafında, aradan geçen yirmi yılda Kolombiya az da olsa pazar kaybederken, Ekvador ve Kenya’nın kaydettiği büyüme dikkat çekici.
Zaten bu ülkenin çiçek pazarındaki etkisini artırması, 2024’te Hollanda’nın en büyük ilk dört ihracatçı arasına girmesini engellemiş.

Bu arada, Hollanda’nın çiçek pazarında bir hub yani aktarma noktası olduğunu ve ithalatının çok önemli bir bölümünü yeniden sattığını belirtmek gerekiyor. Tabii bu noktada, IATA’nın grafiğinin sadece havayolu ile yapılan çiçek taşımasını ele aldığını unutmamak gerekiyor.
Hollanda, havayoluyla ithal ettiği çiçeklerin büyük bir kısmını karayoluyla Almanya, İngiltere ve Fransa gibi çevre ülkelere aktarıyor.

Yeniden grafiğe dönelim.
Son yirmi yılda havayolu çiçek pazarında yaşanan değişime etki eden iki temel unsur var.
Birincisi, imzalanan ticaret anlaşmaları, gümrük tarifelerini ve engelleri azaltarak, gelişmekte olan ülkelerin yeni pazarlara kapı açmasını sağladı ve ihracatlarını artırdı.
İkincisi, hava kargo alanındaki gelişmeler — soğutma sistemlerinin iyileştirilmesi ve lojistikteki ilerlemeler — çiçeklerin taze kalmasını sağladı ve dünya çapında daha büyük hacimde ve zamanında dağıtımını mümkün kıldı.

Elimde güncel bir veri olmamakla birlikte, söz konusu dönemde THY’nin hızla genişleyen uçuş ağının, Ekvador ve Kenya gibi ülkelerin ihracat gücüne önemli katkı sağladığını düşünüyorum.
Aslında hava taşımacılığı, çiçekler de dahil olmak üzere her türlü bozulabilir ürünün ticaretini büyük ölçüde kolaylaştırdı. Bu gelişmeler, ortaya çıkan karşılaştırmalı üstünlüklere dayalı yeni uzmanlık alanlarını teşvik ederek, pazardaki yoğunlaşmayı artırdı.