Demiryolunun havayoluna karşı olan bazı avantajlarını kısa kısa belirtmekte fayda var:
Havaalanı şehir dışında, tren garı şehir merkezinde bulunur (30 dakika)
Havayolunda; Check-in + pasaport kontrol + güvenlik kontrol, demiryolunda bunlar minimum (30 dakika)
İniş – biniş uçakta bir veya iki kapıdan, trenlerde 30-40 kapıdan (30 dakika)
Kalkış için uçak uzun süre bekleyebilir, trende böyle bir sorun yok (15 dakika)
Fransa’nın aralarında en yoğun trafik olan iki kenti Paris ve Lyon arasında hızlı tren seferleri 1981 yılında başlatıldı.
450 km’lik bu mesafeyi iki saatte kat eden TGV, havayolu trafiğinde %40’a varan azalma yaşanmasına sebep oldu.
Şu anda günde karşılıklı 22 sefer yapılan hatta fiyatlar tek yön için 25 – 110 Euro arasında değişiyor.
Zaten bu yüzden, low-cost’un Avrupa’daki liderleri Ryan Air ve easyJet dahi Paris – Lyon hattından uzak duruyorlar.
Öte yandan 1998’de Paris – Brüksel arası hizmete açıldı. Mesafe 340 km ve 1,5 saat TGV için yeterli oluyor.
Yine Manş Tüneli’nin ‘hızlı tren’ için gereken altyapısının da hazırlanmasının ardından, Paris – Londra hattının da havayolu firmaları için kabusa dönüşeceği ön görülüyor.
Çünkü mesafe 2,5 saatlik bir sürede kat edilecek.
Fark ettiyseniz, özellikle 500 km’nin altındaki mesafelerde hızlı tren çok etkili. Daha uzun hatlarda tren, uçağa nazaran daha yavaş olması sebebiyle diğer avantajlarının getirdiği etkiyi kaybediyor.
Sonuç olarak, kısa mesafeli havayolu hatları tehdit altında diyebiliriz.