Avustralasya bölgesinin önde gelen havayolu şirketlerinden bir tanesi konumundaki Qantas, arka arkaya gelen sıra dışı olayların ardından acil durum tedbirlerini yürürlüğe koymak zorunda kaldı.
Airbus A380’deki motor patlaması, Avustralya’daki sel felaketi, Yeni Zelanda ve Japonya depremleri, nükleer sızıntı, petrol fiyatlarındaki artış derken, Qantas’ın, düşen talep ve yükselen maliyetlerle yüzleşmekten başka çaresi kalmadı.
Qantas’ın ilk aşmada aldığı tedbirler şu şekilde:
Yönetici pozisyonlarını azaltma (şimdilik personelle ilgili herhangi bir tedbir uygulanmıyor),
2011’in ikinci yarısı için planlanan kapasite artışını, iç hatlarda %14’ten %8’e, dış hatlarda %10’dan %7’ye indirme,
Jetstar’ın Avustralya – Japonya arasındaki haftalık seferlerinden dört tanesinin iptal edilmesi, Qantas’ın Perth – Tokyo seferlerinin iptal edilmesi, Sydney – Tokyo hattında tip değişikliği (Boeing 747’den Airbus A330’a), Jetstar’ın Yeni Zelanda iç hat uçuşlarında ve Qantas’ın Melbourne – Christchurch seferlerinde frekans düşüşü,
İki adet Boeing 767’nin, planlanan tarihten önce filodan çıkarılması.
Qantas ve o bölgedeki diğer havayolu şirketleri gerçekten de bu sektörün aktörlerinin başına gelebilecek bir çok menfî gelişmeyi üst üste tecrübe etmek durumunda kaldı.
Şirketten yapılan açıklamada, özellikle artan petrol fiyatlarının, küresel mâlî krizden bu yana Qantas’ın karşılaştığı en önemli meydan okuma olduğu belirtildi.
Aynı açıklamada, son gelişmelerin mâlî etkisi ise şu şekilde tahmin edilmiş:
Airbus A380 motor patlaması: -80 milyon AUD
Queensland sel felaketi: -60 milyon AUD
Yasi ve Carlos Kasırgaları: -20 milyon AUD
Christchurch depremi: -15 milyon AUD
Japonya depremi ve tsunami: -45 milyon AUD
Arz edilen kapasite ve yönetici kadrolarda yapılacak kısıtlamalar çok can yakacak gibi.
Bakalım Qantas’ın aldığı bu tedbirler ne kadar işe yarayacak?