Ticarî havayolu sektöründe bu yılın ilk yarısı için tarifelendirilmiş koltuk sayıları netleşti.
Yan taraftaki tabloda ayrıntılarını bulabileceğiniz arz edilen kapasite miktarı, bölgesel bazda büyük değişiklikler gösteriyor.
Özellikle de önceki senelere göre kıyaslandığında.
2009 – 2010 arasındaki büyüme oranlarının, 2010 – 2011 döneminde yakalanamadığı göze çarpıyor.
Tabii 2011 rakamlarının, sektöre arka arkaya darbe vuran petrol fiyatları, Arap dünyasındaki kargaşa, Japonya depremi gibi faktörlerden etkilendiğini gözden kaçırmamalı.
Avrupa Birliği (AB) ile Orta Doğu-Afrika bölgesi arasında 2009 – 2010 döneminde arz edilen koltuk sayısı %18,4 oranındaki artmışken, 2010 – 2011 döneminde bu rakam %0,8 azalış olarak gerçekleşmiş.
Ayrıca AB çıkışlı uzun menzilli uçuşlarda aynı dönemlerde oluşan oranların %12,1’den %2,1’e gerilemiş olması dikkatleri çekmekte.
ABD iç hatlarındaki çok küçük artışı saymazsak, önceki döneme göre artış gösteren tek pazar, AB – Latin Amerika bölgesi. %5,1 olan büyüme oranı %7’ye taşınmış.
Tabii önümüzdeki yıllarda havayolu sektörünün motoru olacağına kesin gözüyle bakılan Asya pazarına da değinmemiz gerekiyor.
AB – Asya ve Asya içi pazarlar sırasıyla %5,2 ve %3,7’lik büyüme oranlarıyla, AB – Latin Amerika pazarının ardından ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor.
Sadece arz edilen koltuk sayısı tek başına bir şey ifade etmekten uzak.
Daha doğrusu Asya’daki arz artışının, şirketlerin bu pazara olan inancını gösterdiği kesin ama fiilî sonucun ne olacağı da önemli.
Asya pazarının ne kadar dolu (Load Factor) ve ne kadar kârlı (RY) olduğunu görmeden bir şey söylemek zor.
Onu da yıllık sonuçların ardından incelemek gerekecek.
Son olarak, arz edilen koltuk sayısına küresel kapsamda bakıldığında, önceki dönemde %5,8 olan arz artışının bu yıl %1,7’ye gerilediğini görüyoruz.
Bu farkta ana sebep 2009 yılının baz etkisi.
Yani 2010 yılında, 2008 – 2009 küresel mâlî krizinden yavaş yavaş sıyrılan havayolu sektörünün kriz esnasında kıstığı kapasitenin bir bölümünü yeniden sunmaya başlamasının, 2011 yılında %1,7’ye gerilen büyümenin üzerinde büyük etkisi var.
Dolayısıyla 2011 yılında sektörden aynı arz büyümesini beklemek biraz haksızlık olacaktır.