Anna.aero’da geçen hafta yayınlanan bir incelemeye göre, Avrupalı düşük maliyetli taşıyıcıların büyüme hızları git gide düşmekte.
Avrupa’nın en büyük altı düşük maliyetli taşıyıcısı; easyJet, germanwings, Norwegian, Ryanair, Vueling ve Wizz Air’in tamamının Şubat ve Mart’taki aylık büyüme oranları %15’in altında kaldı.
Bu altı havayolu şirketi 2010 yılında 165 milyon yolcu taşımıştıı. easyjet, germanwings ve Ryanair’in taşıdıkları yolcu sayılarındaki artış daha geçen sene %10 ve altına düşmüşken, bu oran Norwegian’da %21 ve Wizz Air’de %23 mertebesinde gerçekleşmişti.
Ancak bu sene durum çok farklı.
2011’in ilk üç ayında germanwings ve Vueling’in yolcu sayıları düşerken, Ryanair’in yolcu sayısındaki artış son beş aydır %10’un altında gerçekleşiyor ki, daha önce böyle bir durum hiç olmamıştı.
Düşük maliyetli taşıyıcıların açtıkları ve kapattıkları hatlara bakınca da ilginç bir resim ortaya çıkıyor.
Bir yandan arka arkaya onlarca yeni hat açılırken, Almanya ve Fransa gibi bazı önemli ülkelerde “hub” kapama veya uçuş frekansı azaltma yönünde hamleler olduğu görülüyor.
Zaten açılan yeni hatların bir çoğu, haftada iki üç gibi düşük frekanslı noktalar. Bu da, yolcu sayısındaki artışın neden yavaşladığının bir açıklaması niteliğinde.
Tabii bu aşamada sorulması gereken soru şu:
Avrupa Birliği (AB) iç hat pazarı acaba bir doyum noktasına mı ulaştı?
Bir yandan birlik genelinde nüfus artış oranının neredeyse sıfıra yakın olması, diğer yandan iktisadî bazı güçlükler, havayolu seyahatine olan talebin nispeten sınırlı bir biçimde artmasına yol açıyor olabilir.
AB içerisindeki gelişmiş kara ve demiryolu hatlarını da hesaba katmak gerekiyor.
Avrupa havayolu pazarındaki durulma sadece düşük maliyetli taşıyıcılarla sınırlı değil. Tüm şirketler için geçerli. Bu yüzden özellikle düşük maliyetliler, açılacak yeni ve büyük pazarları dört gözle bekliyor.
“Yeni ve büyük” pazar olarak akıllara ilk gelen ülke, tabii ki Türkiye.
24 Mart tarihli yazımda Wizz Air’den bahsederken bu duruma kısaca değinmiştim.
AB ile Türkiye arasında imzalanmış olan yatay havacılık anlaşmasının devreye girmesi, hiç şüphesiz, ülkemizi bir düşük maliyetli taşıyıcı cennetine çevirecektir.
Böylece, söz konusu şirketlerin yavaşlamış olan yolcu artış oranlarında da ciddi artışlar olabilir.
Hele bir de AB, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için geçerli olan vize uygulamasını kaldırırsa…