Düşük maliyetli taşıyıcı iş modelinin avantajları gün geçtikçe erimekte.
Yakın geçmişte özellikle Avrupa ve ABD’deki bir çok network taşıyıcı, uçuş esnasında yolculara sundukları ikramı son derece kısıtlı hale getirmişti.
İlave diz mesafesi sunan koltuklar parayla satılmaya başlanmış, bilet ücret kuralları sadeleştirilirken, bilet satış kanallarının maliyetlerini en aza indirgeyebilmek için internet satışları teşvik edilmişti.
The Wall Street Journal’ın “Orta Koltuk” adlı blog sayfasında çıkan bir habere göre, düşük maliyetli taşıyıcıların bir başka avantajı olan “ikincil havalimanları” noktasında da iki iş modeli arasındaki fark gün geçtikçe azalmakta.
Southwest’in kurulduğu ilk yıllardan beri takip ettiği “ikincil havalimanı” sistemi, bu gibi noktalardaki ortalama bilet ücretinin, büyük havalimanlarına nispeten çok daha düşük olmasını sağlamıştı.
Yıllar içerisinde pazar payı açısından küçük havalimanları bir hayli yol almıştı. Ancak artık durum değişiyor gibi.
ABD Ulaştırma Bakanlığı tarafından açıklanan istatistiklere göre son 10 yıl içerisinde büyük havalimanlarındaki ortalama bilet ücreti düşerken, küçük havalimanlarındaki gelişme bunun tam tersi yönünde.
Mesela Los Angeles’ta LAX’taki ortalama bilet fiyatları 2000 yılından bu yana %1 oranında azalırken, aynı bölgeye hizmet veren Bop Hope (BUR) havalimanındaki fiyatlar %42 oranında artış göstermiş.
Bir başka dramatik değişim, Southwest’in kalbi konumundaki Dallas’ta yaşanmış.
Love Field (DAL) yolcuları fiyatların %29 arttığına şahit olurken, Southwest’in ısrarla kullanmaktan kaçındığı Fort Worth (DFW) Havalimanı’nda bilet ücretleri %12’ye yakın bir oranda aşağıya gitmiş.
Ülkemize baktığımızda ise İstanbul’daki Atatürk Havalimanı – Sabiha Gökçen Havalimanı rekabeti dışında ABD ve Avrupa’dakine benzer bir havalimanı rekabeti bulunmadığını söyleyebiliriz.
Eğer istikrarlı bir biçimde işletmeye açılabilirse, benzer bir durumu Antalya ile Gazipaşa meydanları arasında görmek mümkün olabilir.
Neticede bir çok kez dile getirdiğim iddiamı yineliyor ve 3 – 4 saate kadar olan uçuş mesafelerinde network taşıyıcıların da düşük maliyetliler gibi hareket etmek mecburiyetinde kalacağını ve gelecekte havayolu sektöründeki en geçerli iş modelinin “network + düşük maliyetli taşıyıcı” şeklinde olacağını tahmin ediyorum.