2011 yılının Kasım ayındaki Dubai Airshow’da, Emirates’in açıkladığı 50 adetlik Boeing 777-300ER alımı, son yıllarda bu bölgedeki havayolu şirketleri tarafından verilen büyük siparişlerin devamı niteliğindeydi.
Emirates, 100’den fazla Airbus A380 siparişiyle, bu uçak tipinin müşterileri arasında açık ara önde bulunuyor.
Emirates ile birlikte Etihad Airways, Qatar Airways ve Türk Hava Yolları (THY) gibi, bölgedeki diğer havayolu şirketleri de son yıllarda yakalamış oldukları hızlı büyüme trendiyle uzun zamandır ilgi odağı durumundalar.
Bu çerçevede CAPA tarafından yayımlanan bir analiz-haberde, Orta Doğu’daki havayolu şirketleri mercek altına alınmıştı.
Analize göre; Basra Körfezi civarında konuşlanan havayolu şirketleri Avustralya, Hindistan ve ABD pazarlarına arz ettikleri kapasiteyi ve uçuş noktası sayısını hızla artırırken, THY’nin özellikle Orta Asya ve Orta Doğu’da bir hayli kuvvetlendiği görülüyor.
Körfez’deki şirketlerin toplamda Avustralya pazarına ayırdıkları kapasite şimdiden Bangkok’u geçmiş durumda. Belki de bir kaç sene içerisinde Hong Kong’u yakalamaları mümkün olacak.
Avustralya pazarının hâkim aktarma noktası ise Singapur. Haftalık 60.000’e yaklaşan koltuk arzı ile Singapur, açık ara önde.
Avrupa Birliği’nde arzu ettiği hareket alanını bulamayan Körfez şirketleri, gözlerini son dönemde özellikle ABD’ye dikmiş durumda. Arka arkaya açılan yeni hatlar ve artırılan kapasite dikkat çekiyor.
THY’nin Orta Asya ve Kafkas ülkelerindeki güçlü yapısının yanı sıra, İran ve Irak’ta son bir kaç sene içerisinde gelmiş olduğu nokta da gerçekten çarpıcı.
İran’da dört (Tahran, Meşhet, Şiraz ve Tebriz) ve Irak’ta altı (Bağdat, Basra, Erbil, Musul, Necef ve Süleymaniye) uçuş noktası ile THY adeta bu ülkelerin dünyayla bağlantısını sağlar konumda.
Benzer bir şeyi Körfez şirketleri ile Hindistan arasında söylemek mümkün.
Yakın zamana kadar havayolu sektörünün merkezi olarak Avrupa’yı gösterebilirdik.
Londra, Paris, Frankfurt gibi büyük hub’ların yanı sıra Amsterdam gibi, Zürih gibi, iç hat pazarı olmayan küçük ülkelerin havalimanları da Doğu-Batı ekseninde kendilerini bir aktarma noktası olarak konumlandırarak uzun yıllardır havayolu sektörünün kaymağını yemekteydi.
Ancak görünen o ki, dünya ekonomisinde meydana gelen paradigma değişikliğinin bir benzeri havayolu sektöründe yaşanacak ve ilerleyen yıllarda; özellikle de 2020 sonrasında sektörün merkezi doğuya doğru kayarken, İstanbul, Doha, Abu Dabi ve Dubai gibi kentler, havayolu seyahati açısından yeni cazibe merkezleri olarak başrol oynamaya başlayacak.
Comments
2 responses to “Havayolu Sektörünün Merkezi Doğuya Kayıyor”