Tarih 4 Aralık 1989.
NATO ile Varşova Paktı arasındaki soğuk savaşın sonu görünmüş.
1980 sonrası dönemin önce başbakanı, sonra cumhurbaşkanı olan Turgut Özal’ın özel teşvikleriyle, THY’nin dünyaya açılımı devam ediyor.
TC-JCM kuyruk tescilli Airbus A310 tipi (Ceyhan) Türk Hava Yolları uçağı ile gerçekleştirilen İstanbul – Moskova seferiyle, tarihî bir dönüm anına imza atılıyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında adeta buzdolabına girmiş olan Türkiye – Sovyetler Birliği (SSCB) ilişkileri böylece yeni bir aşamaya geçiş yapıyor.
1990’larda Bakü, Almatı, Taşkent, Tiflis gibi bir çok eski SSCB kentine seferler başlatılıyor.
Ancak SSCB’nin bir numaralı varisi konumundaki Rusya Federasyonu, THY’nin bu atağından nasibini alamıyor.
Ta ki 2006 yılına kadar.
O tarihten itibaren THY, Rusya’daki önemli kentleri birer birer uçuş ağına dahil etmeye başlıyor.
Rostov, Kazan, St. Petersburg, Ekaterinburg, Ufa, Soçi derken, 2011 yılı itibarıyla THY’nin Rusya’da sefer yaptığı kent sayısı 7’ye yükseliyor.
Ve önümüzdeki Mart ayında başlaması planlanan Novosibirsk uçuşlarıyla birlikte bu sayı 8’e çıkıyor.
THY Rusya Genel Müdürü Mefail Deribaş tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye ile Rusya arasında 2005 yılında 60.000 olan yolcu trafiği, 2011’de 700.000 mertebesine ulaşıyor.
THY’nin halen Ukrayna’da 6 ve diğer eski SSCB devletlerinde 13 noktaya sefer yaptığını düşünürsek, 2012 yılı itibarıyla şirketin bu bölgedeki kapsama alanının ne kadar geniş bir hale geldiği daha rahat anlaşılabilir.