Geçtiğimiz yıl Arap ülkelerinde başlayan ayaklanmaların ardından hızla yükselen petrol fiyatları, 2012 yılında da yüksek seviyelerdeki seyrine devam ediyor.

Uluslararası ticaret ve dolayısıyla petrol işlemlerinde döviz kuru olarak büyük oranda, Amerikan Doları (USD) kullanılmakta. Bu yüzden de petrol fiyatları USD bazında takip ediliyor.

Ancak özellikle son 6 – 7 sene içerisinde USD ile Euro arasındaki çapraz kurda meydana gelen hareketlenme, petrol fiyatlarının Euro bazında da gözlemlenmesi gereğini doğurdu.

2000’li yılların başında 1 Euro’nun değeri 1 USD’nin altındayken, çok uzun yıllar önce bu durum tersine döndü.

Dolayısıyla, mesela, Euro’nun USD’ye karşı değer kazandığı durumlarda, petrolün varil fiyatında da yukarı doğru bir hareketlenmeye rastlamak mümkün.

Bu gibi durumlarda petrol fiyatı aslında, Euro bazında sabit kalırken, USD bazında artış kaydetmiş oluyor.

Havayolu sektörü açısından bakıldığında, gelirleri büyük oranda Euro cinsinden olan havayolu şirketleri, yukarıdaki örnekte tariflenen hallerde, fiyat artışından çok da etkilenmemiş oluyor.

Bugün bu yüzden, petrol fiyatının son 12 yıl içerisinde Euro cinsinden nasıl bir yön izlediğini inceleyeceğiz.

Yukarıdaki grafikte, Brent tipi petrolün 2000 – 2012 yılları arasında Euro bazındaki varil fiyatının seyri görülmekte.

Yeni milenyuma 25 Euro civarında bir fiyatla girip yapan Brent, 2005 yılına kadar 20 – 40 Euro arasında salınmıştı.

Ancak o tarihlerden itibaren başlayan hızlı bir yükseliş dalgasıyla, 2008 yılının Temmuz ayında Brent’in varili 91 Euro’ya kadar yükselmişti.

Aynı yılın son çeyreğinde kendisini iyiden iyiye hissettiren küresel mâlî kriz, petrol fiyatında sert bir düşüşe yol açmış, Euro bazındaki Brent fiyatı neredeyse 10 yıl öncesindeki seviyelerine geri dönmüştü.

Fakat küresel ekonominin toparlanmasına paralel olarak yeniden yükselişe geçen fiyatlar, yazımızın girişinde belirttiğimiz Arap isyanlarıyla tüm zamanların zirve noktalarını test etmeye başladı.

95 Euro’ya ulaşan Brent fiyatı, böylece 2008 yılındaki rekorunu kırmış oldu.

Netice olarak; sadece bir iki haftalık kısa zaman aralıklarıyla değil, yıllık ortalamalarda da rekor düzeylerde seyretmeye devam eden petrol fiyatları, havayolu şirketlerinin kâbusu olmaya devam edecek gibi görünüyor.

En iyisi; deprem gerçeğinde olduğu gibi, pahalı akaryakıtla da yaşamaya alışmamız gerekiyor.